| Yaygın Forum|
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Tarih Tüm Kitap Cevapları!:..

2 posters

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Empty Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Ptsi Ocak 11, 2010 6:25 am

aSikaR...

aSikaR...
Yeni Üye
Yeni Üye

10.SINIF TÜM ETKİNLİKLER
TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR (Yerkabuğunun Ana Maddesi Kayaçlar)

Tortul Kayaçların Oluşum Evreleri:( Ders kitabı sayfa 9daki resim 9–10-11-12 üzerinden gösterilerek açıklanacak.



1-Ayrışma – Daha önce var olan kayaçların hava, su, ısı, basınç etkisiyle fiziksel, mekanik ve kimyasal yollarla aşınması, parçalanması, ufalanması ve dağılması aşamasıdır.



2-Taşınma; Hava, akarsu, dalga ve akıntılar, rüzgâr, buzul etkisiyle yer değiştirme ve bulunulan ilk yerden uzaklaştırılma,



3-Çökelme –tortullaşma, Birikme-depolanma; dış kuvvetler tarafından taşınan maddelerin sulu ve susuz ortamlarda toplanması ve eriyik haldeki maddelerin çökelmesi aşamasıdır.



Sulu ortam: deniz, göl, akarsu, bataklık, haliç, lagün, kıyı, delta. Susuz ortam: çöl, dağ, etek ve yamaçları



4-Taşlaşma; Parçacık ve minerallerin bir bütün olarak bir arada tutulması (çimentolanma, sıkışma, kristalleşme) ( Diyajenez)

Kayaç döngüsü: Yerkabuğunda önceden oluşmuş kayaların belli koşullar ve etkenler altında başka tür kayalara dönüşmesi veya eriyerek mantoya karışması olayına “ Kayaç Döngüsü” adı verilir.



Küçük kayaç döngüsü: Bir kayanın başka bir kayaya döndükten sonra tekrar aynı kayaya dönmesi olayıdır. Örnek: Katılaşım Kaya ----- tortul kaya ----- Katılaşım kaya,





Büyük kayaç döngüsü: Magmanın soğuması ile Katılaşım kayaların oluşması,--- Bunların ayrışıp çökelmesi ile tortul kayalar,---- sıcaklık ve basınç altında değişmesi ile başkalaşım kayalar, --- bunların erimesi ile magma oluşumu ve tekrar soğuyarak Katılaşım kayaların oluşması olayına denir.( Sayfa 13- Şekil 17 açıklanacak)
Levha Hareketlerinin etkisi: Depremler ve Volkanizma, sıcak su kaynakları


Sınıf içi etkinlik:

Ders kitabında sayfa 18- harita 2 nin çizimi, bunun üzerine dünyadaki volkan(Harita–4), deprem kuşaklarının işlenmesi (Harita–3) ve bu kuşaklarının birbiri ile ilişkililerinin yorumlanması ve açıklanması.

Bu haritanın incelenmesinden çıkan sonuçlar;

Gerek deprem hatları, gerekse volkanik alanların ikisinin de levha sınırlarında yoğunlaşğı görülmektedir. Özellikle deprem alanları ile levha sınırları aynen birbiri üzerine oturmaktadır. Volkanik alanlarda genel olarak aynı dağılışa uygun düşmekte, genel olarak ta kavuşan veya ayrılan levhaların sınırlarını takip etmektedir.

Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.

Tektonik depremler özellikle son jeolojik devirlerde oluşmuş arazilerde daha çok görülür. Çünkü bu gibi alanlarda yer katmanları henüz tam yerine oturmamıştır ve kırıklarla parçalanmıştır.

Sayfa -20 Etkinlik:

Bazı su kaynakları neden sıcaktır? Sorusu sorularak cevaplar alınacak ve sıcak su kaynaklarının oluşumu açıklanacak.

Sıcak su kaynakları: Bu sular gerek yeryüzünden yeraltına doğru derinlere doğru sızarak inen gerekse de magmadan hâsıl olan (jüvenil) sulardır.

Oluşumları: yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. ( Magma Sokulumları) Yüzey suları faylar aracılığı ile sıcak alanlara kadar inerek burada magmanın etkisiyle ısınır ve yine fayları takip ederek yüzeye ulaşması sonucu sıcak su kaynakları oluşur.

Gayzerler ise yeryüzünün fıskiyeleridir. Yerin derinlerinde aşırı ısınan sular buharlaşır ve su buharı basıncı üstlerindeki suları itecek kadar yükselince bu su fışkırma şeklinde dışarı atılır. Fışkırma bir süre sonra basıncın azalması ile durur ve derinlerdeki su buharı basıncı artana kadar kesilir. Basınç artınca tekrar fışkırma oluşur. Bu fışkırma ve durmalar periyodik olarak devam eder.

Not: Gayzerlerin en iyi örnekleri İzlanda ve Yeni Zelanda’da Volkanizma sonrası faaliyet olarak gözlenmektedir.

Çevrenizde sıcak su kaynağı var mı? Varsa nasıl faydalanıyorsunuz? Sorusu yöneltilerek, cevaplar alınacak,

Yaşadığımız bölge ve ilin ülkemizin sıcak su kaynakları yönünden en zengin alanlarından biri olduğu ve Keramet köyü’ndeki ılıca, Yalova Termal Kaplıcaları, Bursa merkezdeki kükürtlü, eski, yeni, Çekirge vb kaplıcaları, İnegöl Oylat, Armutlu kaplıcaları gibi. Örnekler açıklanacak. Bunlardan hem banyo amacıyla, hem hastalıklara şifa amacıyla hem de turizm alanında faydalanıldığı açıklanacak.

Sayfa- 21 Etkinlik:

1-Dünya fay haritası ile sıcak su kaynakları haritası arasındaki ilişki:

İki harita sırasıyla gözlenecek ve arasında sıkı bir bağ olduğu açıklanacak, özellikle sıcak su kaynaklarının fay hatlarında sıralı olduğu belirtilecek ve oluşumları ile fay hatları arasındaki ilişki haritalar ile pekiştirilecek.

2- Dünya siyasi haritasından faydalanılarak dünya sıcak su kaynakları haritasında boş bırakılan alanlar tamamlanacak.

Sayfa 22- Etkinlik: 1- Sayfa 19 da bulunan dünya volkanların dağılışı ile sayfa 21 de bulunan sıcak su kaynakları haritası ilişkilendirilecek, sıcak su kaynaklarının önemli bir kısmının da volkanik alanlar da bulunduğu açıklanacak. Ancak tüm sıcak su kaynaklarının volkanik sahalarla örtüşmediği açıklanacak, bazı sıcak su kaynaklanın volkanik sahalarda olmadığı ve oluşumunu tek başına volkanizma ile açıklanamayacağı belirtilecek.

2- Harita -7 üzerinde sıcak ve soğuk su kaynaklarının işaretlendiği alanlar gözlenecek. A- noktalarındaki su kaynakları kıtaların sabit kısımlarında yer aldığı ve faylanma ve volkanik olayların yoğunlaştığı levha sınırlarından uzakta bulunduğu ve tektonik hareketlerin devam etmediği alanlarda bulunduğu için sularının soğuk olduğu açıklanacak. Buna karşılık, C,D,E noktalarının ise aktif fay hatları ve volkanik olayların yaşandığı levha sınırlarında bulundukları için buralarda sıcak magma etkisiyle ısındıkları açıklanacak.

Sayfa 22- Tablo 7- ve şekil 8 incelenecek ve boşlukları doldurulacak.
Doğadaki Üç Unsur: Su Kaynakları,


Sayfa 28- Hazırlık Çalışmaları:

1- Çevrenizde hangi su kaynakları bulunmaktadır?

Denizler, Göller, Akarsular, Yeraltı Suları ve Kaynaklar bulunmaktadır.

2- Yeryüzündeki başlıca su kaynakları nelerdir? Bunlardan çevrenizde bulunanlar hangileridir?

Yeryüzünde Okyanuslar ve Denizler, Göller, Barajlar, Akarsular, Yeraltı Suları ve Kaynaklar bulunmaktadır. Ancak yakın çevremizde bunlardan okyanuslar bulunmamaktadır.

Sayfa 28-Etkinlik:1- Su kaynaklarının hepsi birbiri ile yakın bir ilişki içinde olup, su döngüsü ile birbirine bağlıdır. Su döngüsü ile birbirlerini beslemektedirler.

2- Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak bulunmaktadır.

2Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Empty Geri: Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Ptsi Ocak 11, 2010 6:25 am

aSikaR...

aSikaR...
Yeni Üye
Yeni Üye

Sayfa 29- Etkinlik: Dünyada suların dağılımı grafikleri ve tatlı su dağılım haritaları incelenecek;

Not: Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında % 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si nehirlerde bulunmaktadır.

Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

1- Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.

2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır.

3- Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzey i ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar ( Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu sahalardır.

Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğun yerlerdir.

4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.

Örnek: Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir. 1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı tahmin edilmektedir.

Sayfa: 30 – etkinlik:

1- Dünyada kara ve denizlerin oranları: Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına büyük okyanus tüm karalardan fazladır.

2- Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı: 1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50), 2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29), 3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir.

3- Okyanus isimleri sayfa 30- harita 2- üzerine yerleştirilecek.

4- Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,

Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika

Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,

5-Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karalar güney yarımküreden daha fazladır.

Sayfa–31 de yer alan performans ödevi öğrencilere verilerek göller konusuna geçilecek.

Sayfa- 36- Etkinlik çalışması:

1- Yeraltı sularını besleyen kaynaklar: 1-Yağışlar, 2-Akarsular ve göller, 3-Eriyen kar ve buz sularıdır.

2- Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar. Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere de “kaynak” ( Göze, eşme, memba, pınar)denir.

3- Kaynak sularının kalitesi, suyun geldiği yerdeki kayanın kimyasal özelliğine bağlıdır. Silisli kayalardan çıkan kaynak suları, çözünmüş kireç içermediği için içme suyu olarak kullanılmaya uygundur. (Örneğin Uludağ, İzmir, Tokat, Niksar olduğu gibi). Kireçli arazilerden çıkan kaynak suları kireçli, jipsli arazilerden çıkan kaynak suları acı olduğu için içme suyu olarak kullanılmaya elverişli değildir.

4-Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve kullanmada faydalanılmaktadır.

5- Yeraltı sularının önemi: 1- İçme ve kullanma suyu temininde, 2- Yarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması, 3- Sağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır. 4- Kültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.
Doğadaki Üç Unsur: Toprak Oluşumu ( Toprağın Hikâyesi)


Sayfa- 38- Hazırlık çalışmaları.

1- Yeryüzünde farklı renklerde toprakların bulunmasının nedenleri?

Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır.

Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.

Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır.

Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.

Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir.



2- 1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir?

Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı) uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir.

Sayfa: 39- Ders içi etkinlik:

1-Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden?

Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli vakti olmaması sonucu bardak çatlar.

2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir?

Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir. Bazıları ise eriyememektedir.

Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb) ayrışması çok uzun sürebilmektedir.

Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından etkileyebilmektedir.

3-Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir. Bu bölgede sıcaklık faklarının fazla olması bu tür çözülmeye yol açmaktadır.

4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.





Sayfa- 40- etkinlik:

1-Grafiklerden birincisi- yıllık yağış miktarı çok, kurak mevsim yok, azami yağışlar sonbahar aylarında, yıllık sıcaklık farkları azdır. Kışları ılık ve yazları fazla sıcak değildir. Bu özelliği ile Karadeniz İklimi ( Ilıman Okyanusal) grafiğidir.

İkinci grafikte yıllık yağış miktarı oldukça az, yaz ayları kuraklık var, azami yağışlar ilkbahar aylarında, yıllık sıcaklık farkları oldukça fazla, kışları sıcaklıklar oldukça az, yazları ise sıcaklık fazladır. Bu özelliği ile Karasal iklim (Orta Kuşak Step) grafiğidir.

2- Bun bölgelerde toprak oluşumu etkileyen en önemli faktörler iklim, bitki örtüsüdür.

3- Toprak oluşumunu etkileyen faktörlerde üzerinde ayrıntılı açıklama yapılacaktır.

4-Birinci bölge Karadeniz ikliminde kimyasal ayrışma n plandadır. Çünkü burada yıllık sıcaklık farkları az, ayrıca yıl boyu bol yağış vardır.

İkici bölgede fiziksel ayrışma fazladır. Çünkü yıllık sıcaklık farkları fazladır. Yağış azdır ve yıla eşit dağılmamıştır.

Sayfa – 41- Etkinlik: 1-A bölgesi eğimli ve ayrışan iri parçalar bitki ve canlılar tarafından yeterince ufalanamadan taşınmaktadır. B bölgesinde ise arazi düz toprak sabit taşınamamakta, canlı ve bitkiler daha fazla ayrıştırmakta ve ince malzemelerden oluşmaktadır.

2- A bölgesinde eğim fazla ayrışma yeterince olamamakta, bitkilerin tutunması zor olmakta, B bölgesi ise düz bir yapıda ayrışan malzeme taşınmamakta yerinde kalmakta ve daha kalın kalmaktadır.

3- A bölgesi daha yüksek ve nem azdır. A bölgesinde günlük sıcaklık farkları fazladır.

Sayfa- 42- Etkinlik: 1- Toprağın üst kısmında organik madde olmasından dolayı.

2-A katmanı, Çünkü burası besin maddesi yönünden zengin, bitkilere zararlı olabilecek tuz kireç vb. maddelerce yıkanmış, geçirgen kısımdır.

3- Çünkü bu derinlerden çıkmakta ve toprağın alt katlarından oluşmaktadır. Bu topraklar organik ve besin maddesince fakir ve üstten yıkanan zararlı maddelerin biriktiği kısımlardır.
Doğadaki Üç Unsur: Toprak Türleri


Etkinlik Çalışması: 1-

İklim Bölgesi

Bitki örtüsü

Toprak tipi

Ekvatoral iklim

Ekvatoral ormanlar

Laterit

Akdeniz İklimi

Maki

Terra Rossa

Nemli serin ( Ilıman Karasal)

İğne yapraklı orman( Tayga)

Podzol

Tundra

Tundra bitkileri

Tundra toprakları

Yarı kurak ( Karasal –Step)

Bozkır

Kahverengi ve kestane renkli top.

Okyanusal İklim

Geniş yapraklı ormanlar

Kahverengi orman toprakları

Çöl İklimi

Çöl bitkileri

Çöl toprakları

Karasal- yarı nemli ( serin)

Çayır

Çernezyom
(Doğadaki Üç Unsur) Bitkilerin Özellikleri ve Sınıflandırılması


Etkinlik- Dünyada bitki örtülerinin dağılışı haritasının incelenerek aşağıdaki soruları cevaplanması istenecek.

1-Akdeniz kıyılarında yetişen maki bitkileri niçin Avustralya’da ve Güney Afrika’da Kap bölgesinde yetişmektedir?

— Bu alanların ortak özelliği dünyada 30–40 enlemleri arasında görülen, yazı kurak karakterli yarı kurak Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlardır. Maki bitkileri bu iklime uymuş ve bu iklimin karakteristik bitkileridir. Dolayısıyla buralarda aynı iklim şartlarının görülmesi asıl nedendir.



2- Dönenceler çevresinde bitki örtüleri neden çok seyrektir?

— Dönenceler çevresi özellikle 30 º kuzey ve güney enlemleri çevresi dünyamızda sürekli yüksek basınç sahalarıdır. Bu özellikten dolayı havanın sürekli alçalıcı özellikte ve uzaklaşıcı karakterde olması nemli havaların girmesine cephe oluşumuna engel olmakta ve buralarda yeryüzünün en kurak alanları olan sıcak çölleri oluşturmuştur. Çöl bölgeleri su yokluğu ve sıcaklık şartlarından dolayı bitki örtüsünün çok seyrek olduğu alanlardır.



3-Dünya bitki dağılışı haritasına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan yerler nerelerdir? Belirleyiniz.

Ekvatoral Bölge: Yıl boyunca ısınmanın fazla olması nedeniyle yükselim yağışları görülür. Bu bölgede karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim yağışlarına yol açar. Her mevsim yağışlı olan ekvatoral bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar. Yıllık yağış toplamı 2000 mm civarındadır.

Güney Amerika’da Amazon Havzası’nda, Afrika’da Kongo Havzası’nda ve Gine Körfezi kıyılarında, Asya’da Endonezya Adaları’nda görülür.

Muson Asyası: Yaz musonlarının etkisiyle yaz aylarında bol yağış alır. Yağışlar, yamaç yağışı şeklindedir. Kış ayları genellikle kurak geçer. Yıllık yağış miktarı 2000 mm. nin üstündedir.

Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya kıyılarında, Madagaskar’ın doğusunda, Avustralya’nın kuzeydoğusunda,

Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyılarında görülür.

Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları: Her mevsimin yağışlı olduğu bölgelerdir. Kış yağışlarının nedeni gezici alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir. Dağlık kıyılarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar. Ayrıca bu kıyılar batı rüzgârları ve sıcak su akıntılarının etkisi altıdadır.

Kuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında, Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında, Yeni Zelanda’da, Afrika’nın güneyinde, Avustralya’nın doğusunda, Tasmanya’da görülür.

Kuzey Amerika Kıtası’nın doğu kıyısında tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür.

3Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Empty Geri: Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Ptsi Ocak 11, 2010 6:28 am

aSikaR...

aSikaR...
Yeni Üye
Yeni Üye

Dünya Nüfusunun Tarihsel değişimi Ve Artışı Değişimi


Hazırlık çalışmaları:

1- Dünyada ne kadar insan yaşamaktadır?

2000- yılı itibari ile 6.060 milyar olup, günümüzde 6,5 milyarın üzerindedir.2006- 6.644.000.000(Kasım)

2-Dünyada nüfus artışında etkili olan faktörler nelerdir?

Nüfus artışını etkileyen faktörler: 1- Doğumlar. 2- Ölümler, 3- Göçler, 4- Ülkenin sınırlarındaki değişiklikler.

II. SAAT: Etkinlik Çalışması:

Yıllar

Dünya nüfusu

1000

310 milyon

1250

400 milyon

1650

500 milyon

1700

610 milyon

1750

790 milyon

1800

980 milyon

1850

1.260 milyar

1900

1.650 milyar

1910

1.750 milyar

1920

1.860 milyar

1930

2.070 milyar

1940

2.300 milyar

1950

2.520 milyar

1960

3.020 milyar

1970

3.700 milyar

1980

4.440 milyar

1990

5.270 milyar

2000

6.060 milyar

1- Hangi yıldan sonra dünya nüfusundaki artış belirginleşmiştir?

1950 yılından sonra en fazla nüfus artışlı o1muştur.

Dünyada özellikle 1800 yılından sonra dünya hızlı bir nüfus bir artış dönemine girmiştir. Dünyada nüfus on bin yıldır artışını sürdürmektedir. En fazla nüfus artışı son 200 yılda olmuştur. Halen dünya nüfus artışı sürmektedir.



2- 1930- 1950 yılları arasında nüfus artında meydana gelen yavaşlamanın nedenleri nelerdir?

Bu dönem dünyada siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar dönemidir. Bunun öncesinde 1914- 1918 yılları arası yaşanan 1. Dünya Savaşı ve bunun ortaya koyduğu ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımları etkisi henüz bitmeden dünyanın 1930 lu yıllardan sonra başlayan siyasi çekişmeler ve 1940 ta başlayan II. Dünya savaşı yıllarının ortaya koyduğun siyasi sosyal, ekonomik sorunlar, mal ve can kayıpları ve hastalık ve ölümlerdir. Bu yıllarda güvende olmayan insanlarda doğumlar azalmış, genç nüfus silâhaltında oluğu evlilikler azalmış ve savaşın yol açtığı yıkımlar ve can kayıplarıdır.



3–1960 yılından sonra dünya nüfusu daha hızlı bir artış sürecine girmesinin nedenleri nelerdir?

1- Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme: Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yasam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.(Gelir düzeyinin artması, Beslenme düzeyinin artması)

2- Tıp Bilimindeki gelişmeler: Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.(Aşılama çalışmalarının artması, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların bulunması),

3-Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik gelişmeler, yasam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.

4-Kadınların eğilim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması,

5- Güvenli ve yeterli su imkânlarının artması,

Etkinlik Çalışması:

1- Dünya nüfusu ile ilgili verilen tahminler gerçekleşebilir mi?

Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan nüfus artışının düşük olması hatta bazı ülkelerde yaşanan nüfus gerilemesi, bazı gelişmiş ülkelerin nüfus artışı için çabalara girmiş olması ( Örnek: Rusya 2. çocuktan sonrası için çocuk başına 9000 dolar ailelere yardım, ayrıca ilk etapta da Rusya dışındaki 300.000 Rus’un ülkeye getirilmesi için çaba sar etmektedir. Yine Dünyada en iyi nüfus kontrolü nüfusu en çok olan Çin’ de yapılıyor olması) tahminlerin gerçekleşebileceğini göstermektedir.



2-Gelecekte dünya nüfusu nasıl bir seyir gösterecektir?

Gelecekte dünya nüfusu bu günküne göre daha yavaş ve planlı bir şekilde artacaktır. Bu da artışta bir yavaşlamaya neden olacaktır.

Dünya nüfusunun yıllık artış hızı 1950–1968 arasında ölüm oranının düşmesi nedeniyle 1965’de maksimum noktaya ulaşmış, yüzde 2.06’lık bir hızla 33 yılda dünya nüfusu iki katına çıkmıştır. Bu hız 1995’de yüzde 1.57’ye düşmüştür. 30 yıllık bu yavaşlama bütün dünya nüfusunun değişim sürecinin ikinci evresine girdiğinin yani yavaşlama dönemine girdiğinin göstergesidir.



3- Gelecekte dünya nüfusunu en çok etkileyecek ülkeler hangi gelişme düzeyindedir?

Bunda en çok gelişmekte olan ülkeler etkili olacaktır. Çünkü şu anda artışta en büyük paylar bunlara aittir. Gelecekte hızlı artışın devam edip etmemesi bu ülkelerin nüfus artışlarının düzeyleri ile belli olacaktır. Eğer bunlar nüfus planlamasına daha erken ve daha sıkı şekilde girerse yavaşlama kısa sürede, tersinde ise daha uzun zamana yayılmasına ve dünyada nüfus probleminin daha büyük olmasına yol açacaktır.

Nüfus ülkeler için güç kaynağımıdır? Konulu beyin fırtınası yaptırılarak konu tamamlanacak.

Nüfusun Dağılışı ve Bunu Etkileyen Faktörler( Dünyada nüfusun alansal dağılışı)


Etkinlik Çalışması: Dünya nüfus dağılışı haritası incelenerek aşağıdaki sorular cevaplandırılacak:

1- Haritada oklarla gösterilen alanlarda nüfusun seyrek veya sık nüfuslu olansın nedenlerinin açıklanması;

A- Amazon Ormanları: Yıl boyu bol yağışlı ve aşırı sıcaktır. Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.



B- Batı Avrupa: Burada iklim şartları ılımandır. Yağışlar yeterince vardır. Arazileri düz ve tarıma elverişlidir.

Buralarda madencilik, endüstri ve ticaret çok gelişmiştir.



C- Himalaya dağları: Buraları çok yüksek sahalardır. Yüksek olmasından dolayı çok soğuk ve kar yağışlı sert bir karasal iklim özellikleri görülür. Ayrıca belli yükseklerden sonra buzullarla kaplıdır. Yükseklikten dolayı, belli yükseltiden sonra tarım, yerleşme, orman ve üst sınırlara ulaşılır. Arazi dağlık ve engebeli tarım alanları yok denilecek kadar azdır. Dağlık olması ve şiddetli kış şartlarından dolayı ulaşım çok zordur. İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır.



D-Güneydoğu Asya: Buralarda sıcak karakterli muson iklimi etkilidir. Sıcaklık ve yağış bol ve tarıma uygun önemli ovalar ve düzlük alanlar bulunur. Ayrıca buralar tarihten kaynaklanan eski dünya olmasından dolayı da eskiden beri terleşme alanlarıdır. Buralarda zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları bulunur. Bu bölge ülkeleri nüfus özelliği olarak eğitim seviyesi az ve doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerdir. Bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır.



E- Kutup Bölgesi- Antarktika: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Soğuk iklim şartlarında oluşan örtü buzulları ile kaplıdır. Gerek iklim şartları olumsuzluğu, gerekse de toprağın olmaması ve diğer geçim kaynaklarının bulunmamasından dolayı, kalın buzullarla kaplı nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boştur.



F-Sahra Çölü: Buralar yeryüzünün sıcak ve kurak alanlarıdır. Gerek yağış ve su yetersizliği, gerekse aşırı sıcaklık ve sıcaklık farkları, kum fırtınaları, toprak oluşumunun olmaması gibi nedenlerle başta tarım olmak üzere ekonomik faaliyetlere uygun sahalar değildirler. insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun olmayan bu tür alanlar nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boş alanlardır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.



2- Nüfusun dağılışında belirtilen yerlerin hangilerinde doğal ekteler etkili olmuştur.

Nüfus dağılışı haritasında bakılarak Amazon bölgesi, Sahra Çölü, Himalaya dağları, Kutup Bölgesi- Antarktika,



3-Dünya nüfusunun genelde kıtaların kenar kesimlerinde yoğun, iç kesimlerde seyrek olma nedenleri nelerdir?

Kıyalarda deniz ve okyanusların etkisiyle ılıman ve yağışlı iklimler vardır. Bu iklimler tarım ürünlerinin bol ve çeşitli olduğu yerlerdir, ayrıca bu kıyılarda akarsuların oluşturduğu en verimli topraklar olan delta ovarlı bulunur. Kıyı bölgelerin dünyanın diğer kesimleri ile bağlantılarını sağlayan ulaşım imkânları geniştir. Bu nedenle kıyılar sık nüfuslu, buna karşılık yağışların az, kuraklığın fazla olduğu, sıcaklıkların yetersiz olduğu iç bölgelerde ekonomik faaliyetler sınırlıdır. Denizden uzaklaşıldıkça bu özellikler iyice belirginleşir. Bu nedenle iç kesimlerde nüfus daha seyrektir.



4-Amazon ve Nil Dünyanın en önemli nehirleri iken Amazon Havzası seyrek, Nil Havzası neden sık nüfusludur:

Amazon havzası: Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.

Nil Havzası: Orta kuşakta yer alıp daha çok ılıman karakterli iklimlerin etkisindedir. Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanları gibi araziyi sık kaplayan ve tarım alanlarını kapatan bir bitki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzasında çok verimli ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Yaz Kuraklığının yaşandığı alanlara da Nil hayat verir.

Bu yüzden çok sık nüfusludur.

4Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Empty Geri: Tarih Tüm Kitap Cevapları!:.. Ptsi Ocak 11, 2010 6:53 am

мคЯנĩИคL[♥]

мคЯנĩИคL[♥]
Yönetici
Yönetici

devamı daha sonra gelecektir...

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz