9 Eylül 1869'da Arapkir'de doğdu. 29 Kasım 1932'de
İstanbul'da yaşamını yitirdi. Osmanlı siyaset adamı ve düşünür. Jön
Türk hareketi ile 2'nci Meşrutiyet döneminin düşünce yapısında önemli
etkisi oldu. Mamuret'ül-Aziz Askeri Rüşdiyesi ve Kuleli Askeri Tıbbiye
İdadisi'ni bitirdi. Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne'ye girdi. Dindar bir kişi
olarak yetişmesine rağmen, okulda yaygın olan biyolojik materyalizmden
etkilendi. "Fünun ve Felsefe" kitabı 1897'de Cenevre'de basıldı. Bir
felsefe kitabı olan bu eserinde İslam uleması ile biyolojik materyalist
düşünürlerin görüşlerini bağdaştırmaya çalıştı. Rusya'dan gelen
popülist akımın etkisiyle siyasetle ilgilenmeye başladı. 1889'da
İttihad-ı Osmani Cemiyeti'ni kurdu. Bu cemiyer daha sonra İttihat ve
Terakki adını aldı. Bir kaç kez tutuklandı. Bir süre okuldan
uzaklaştırıldı. 1894'te tıbbiyeyi bitirdi, Haydarpaşa Hastanesi'nde
göreve başladı. Kısa bir süre Diyarbakır'a gönderildi. Diyarbakır
İttihat ve Terakki şubesini kurdu. Ziya Gökalp
ile tanışıp örgüte girmesini sağladı. 1895'te bozgunculuk suçlamasıyla
tutuklandı, Trablusgarp'a sürüldü. 1897'de Paris'e kaçtı. Jön Türk
hareketi içindeki bölünme sırasında Ahmed Rıza Bey grubuna katıldı.
1987'de Cenevre'ye giderek Jön Türkler'in merkezi yayın organı olan
"Osmanlı" gazetesini çıkardı. Batı eserlerinden çeviriler yaptı. Giyom
Tel'i çevirdi. 2'nci Abdülhamit'le yapılan anlaşma uyarınca para alarak
yazmamama sözü verdi. Ertesi yıl Trablusgarp ve Fizan'daki siyasi
tutukluların affı karşılığı tekrar yazmama sözü verdi ve Viyana
Sefareti doktorluğuna atandı. 1903'te Avusturya'dan sınırdışı edildi.
Cenevre'ye geçip "Osmanlı" gazetesini tekrar yayınlamaya başladı.
"İçtihad" dergisini çıkardı, bu ismi taşıyan bir yayınevi kurdu. Halkı
Batı kültürü doğrultusunda eğitmek amacıyla eserler yayınladı.
1904'te Osmanlı
Sarayı'nın baskıları sonucu İsviçre'den de sınırdışı edildi. İçtihad'ı
Mısır'a taşıdı, etkinliklerini Kahire'de sürdürdü. "Adem-i Merkeziyet"
cemiyetinin üyesi oldu. Bilimsel makalelerderginin yanını durduruldu. "İkdam" gazetesindeki
yazılarıyla ekonomide özel girişimlerin geliştirilmesini ve
anglo-sakson eğitiminin yararlarını savundu. Mütareke döneminde
İngiltere yanlısı bir tutum izledi. İngiliz Muhibleri Cemiyeti'nin
kuruluşunda aktif rol oynadı. Kürt Teali Cemiyeti'nde çalıştı.
Bahailiğin bir dünya dini olarak kabul edilmesini istemesi tepkilere
yol açtı. Mütareke dönemindeki etkinlikleri nedeniyle Cumhuriyet döneminde devlet işlerinden ömür boyu uzak tutulması kararlaştırıldı. Yaşamının bundan sonraki bölümünde şiir kitapları
yazdı, İçtihad dergisini yayınladı. Batı'dan belli bilgi ve
teknolojiler aktarılırken, geleneksel değerlerinde korunması
gerektiğini savundu. Ekonomik ve toplumsal kalkınma için seçkin
kafaların seçilerek özel eğitimle yetiştirilmesini önerdi. İslam dinini
düşünceyi kısırlaştırmak ve ulusal uyanışı engellemekle eleştirdi. Osmanlı milliyetciliği anlayışı yerine, imparatorluk içindeki tüm ulusların eşitliğine dayalı bir birlik görüşünü savundu. Cumhuriyet döneminde de Arap harfleri yerine Latin alfabesinin
kullanılmasını savundu, kadınların toplumsal yaşama katkılarının
artırılmasını destekledi. Psikoloji, sosyoloji, eğitim ve tarih
alanında pek çok çeviri yaptı. Mevlana'dan bazı parçalarla, Hayyam'ın rubailerini Türkçeleştirdi.
yazdı. 1906 Erzurum ayaklanmasında halkı başkaldırmaya çağıran
bildiriler hazırladı. 1910'da İstanbul'a döndü. 1911'de İçtihad'ı
yayınlamaya başladı. Dergi, yayınlanan dinsel içerikli yazılar
nedeniyle sık sık kapatıldı. İttihatçılara karşı tutumunu sürdürdüğü
için 1914'te
Abdullah
Cevdet hakkında en önemli monografi Şükrü Hanioğlu tarafından kaleme
alınan Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi
(Üçdal Neşriyat, İstanbul, 1981) başlıklı çalışmadır.
İstanbul'da yaşamını yitirdi. Osmanlı siyaset adamı ve düşünür. Jön
Türk hareketi ile 2'nci Meşrutiyet döneminin düşünce yapısında önemli
etkisi oldu. Mamuret'ül-Aziz Askeri Rüşdiyesi ve Kuleli Askeri Tıbbiye
İdadisi'ni bitirdi. Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne'ye girdi. Dindar bir kişi
olarak yetişmesine rağmen, okulda yaygın olan biyolojik materyalizmden
etkilendi. "Fünun ve Felsefe" kitabı 1897'de Cenevre'de basıldı. Bir
felsefe kitabı olan bu eserinde İslam uleması ile biyolojik materyalist
düşünürlerin görüşlerini bağdaştırmaya çalıştı. Rusya'dan gelen
popülist akımın etkisiyle siyasetle ilgilenmeye başladı. 1889'da
İttihad-ı Osmani Cemiyeti'ni kurdu. Bu cemiyer daha sonra İttihat ve
Terakki adını aldı. Bir kaç kez tutuklandı. Bir süre okuldan
uzaklaştırıldı. 1894'te tıbbiyeyi bitirdi, Haydarpaşa Hastanesi'nde
göreve başladı. Kısa bir süre Diyarbakır'a gönderildi. Diyarbakır
İttihat ve Terakki şubesini kurdu. Ziya Gökalp
ile tanışıp örgüte girmesini sağladı. 1895'te bozgunculuk suçlamasıyla
tutuklandı, Trablusgarp'a sürüldü. 1897'de Paris'e kaçtı. Jön Türk
hareketi içindeki bölünme sırasında Ahmed Rıza Bey grubuna katıldı.
1987'de Cenevre'ye giderek Jön Türkler'in merkezi yayın organı olan
"Osmanlı" gazetesini çıkardı. Batı eserlerinden çeviriler yaptı. Giyom
Tel'i çevirdi. 2'nci Abdülhamit'le yapılan anlaşma uyarınca para alarak
yazmamama sözü verdi. Ertesi yıl Trablusgarp ve Fizan'daki siyasi
tutukluların affı karşılığı tekrar yazmama sözü verdi ve Viyana
Sefareti doktorluğuna atandı. 1903'te Avusturya'dan sınırdışı edildi.
Cenevre'ye geçip "Osmanlı" gazetesini tekrar yayınlamaya başladı.
"İçtihad" dergisini çıkardı, bu ismi taşıyan bir yayınevi kurdu. Halkı
Batı kültürü doğrultusunda eğitmek amacıyla eserler yayınladı.
1904'te Osmanlı
Sarayı'nın baskıları sonucu İsviçre'den de sınırdışı edildi. İçtihad'ı
Mısır'a taşıdı, etkinliklerini Kahire'de sürdürdü. "Adem-i Merkeziyet"
cemiyetinin üyesi oldu. Bilimsel makalelerderginin yanını durduruldu. "İkdam" gazetesindeki
yazılarıyla ekonomide özel girişimlerin geliştirilmesini ve
anglo-sakson eğitiminin yararlarını savundu. Mütareke döneminde
İngiltere yanlısı bir tutum izledi. İngiliz Muhibleri Cemiyeti'nin
kuruluşunda aktif rol oynadı. Kürt Teali Cemiyeti'nde çalıştı.
Bahailiğin bir dünya dini olarak kabul edilmesini istemesi tepkilere
yol açtı. Mütareke dönemindeki etkinlikleri nedeniyle Cumhuriyet döneminde devlet işlerinden ömür boyu uzak tutulması kararlaştırıldı. Yaşamının bundan sonraki bölümünde şiir kitapları
yazdı, İçtihad dergisini yayınladı. Batı'dan belli bilgi ve
teknolojiler aktarılırken, geleneksel değerlerinde korunması
gerektiğini savundu. Ekonomik ve toplumsal kalkınma için seçkin
kafaların seçilerek özel eğitimle yetiştirilmesini önerdi. İslam dinini
düşünceyi kısırlaştırmak ve ulusal uyanışı engellemekle eleştirdi. Osmanlı milliyetciliği anlayışı yerine, imparatorluk içindeki tüm ulusların eşitliğine dayalı bir birlik görüşünü savundu. Cumhuriyet döneminde de Arap harfleri yerine Latin alfabesinin
kullanılmasını savundu, kadınların toplumsal yaşama katkılarının
artırılmasını destekledi. Psikoloji, sosyoloji, eğitim ve tarih
alanında pek çok çeviri yaptı. Mevlana'dan bazı parçalarla, Hayyam'ın rubailerini Türkçeleştirdi.
yazdı. 1906 Erzurum ayaklanmasında halkı başkaldırmaya çağıran
bildiriler hazırladı. 1910'da İstanbul'a döndü. 1911'de İçtihad'ı
yayınlamaya başladı. Dergi, yayınlanan dinsel içerikli yazılar
nedeniyle sık sık kapatıldı. İttihatçılara karşı tutumunu sürdürdüğü
için 1914'te
Abdullah
Cevdet hakkında en önemli monografi Şükrü Hanioğlu tarafından kaleme
alınan Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi
(Üçdal Neşriyat, İstanbul, 1981) başlıklı çalışmadır.