Muhtar Cem Karaca 5 Nisan 1945'de İstanbul'da dünyaya geldi. Tiyatrocu bir
ailenin tek çocuğuydu ve sanatçı bir ailenin çocuğu olmak onun sanatla
içiçe büyümesini sağladı. Ortaöğretimini Robert Koleji'nde yapan Cem
Karaca'nın müzikle tanışması oldukça ilginçtir. Ergenlik çağındayken
hoşlandığı kızı etkilemek amacıyla şarkı söylemeye başlamış ve bu
başlangıcın arkasından devam eden olaylar sonucu kendisini müzik
piyasasının içinde bulmuştur.Cem Karaca'nın sesinin keşfedilmesi ise
annesi Toto Karaca tarafından olmuştur. İlk dönemlerde Jaguarlar,
Dinamitler gibi gruplarla amatörce çalışmalar yapan Cem Karaca bu
dönemlerde henüz Anadolu müziğiyle tanışmamış batının Rock'n'Roll
müziğine gönül vermiş bir şekilde o dönemin popüler parçalarını
söylemekteydi. O dönemlerde Cem Karaca'nın en büyük destekçilerinden
biri de İlham Gencer'di ve onun orkestrasında müzikal deneyimini o
dönemlerde oldukça ilerletmişti. Bu dönemlerde müziğin yanında tiyatro
ile de ilgileniyordu Cem Karaca ve çeşitli oyunlarda da görev aldı.
Anadolu insanıyla tanışma
Cem
Karaca'nın Anadolu müziği ile ciddi anlamda ilk tanışması ise askerliği
esnasında oldu. Askerliği sırasında Anadolu'yu daha yakından
tanımasının yanısıra birgün orada askerliğini yapan birisinin saz
çalışı sonucu daha önce son derece ilkel ve sıkıcı bulduğu bu müziğin
aslında onun o anki gerçek duygularını yansıttığını ve hiçbir batı
müziğinin o sazın içerdiği duyguları içeremeyeceğini anladı. Cem
Karaca'nın profesyonel olarak ilk müzikal deneyimi ise Apaşlar grubu
ile 1967 yılında Hürriyet'in düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında
Emrah isimli parçalarıyla aldığı ikincilikle oldu. Aldıkları bu
dereceden sonra Apaşlar grubu müzikal çalışmalarına dört elle sarıldı
ve daha önceki tutkuları olan batı beat müziği ile yeni tutkuları doğu
müziğini sentezleyip Anadolu-Beat tarzında çalışmalara giriştiler. Bir
süre sonra arkalarına Ferdy Klein orkestrasını da alarak müzikal
altyapılarını iyice güçlendiren Cem Karaca ve Apaşlar grubu Ferdy Klein
orkestrası eşliğinde de bir süre yollarına devam ettiler. Bu beraberlik
1969'un sonlarına kadar sürdü ve ortaya çıkan sağlam ve başarılı
eserlere rağmen grupta gitarist Mehmet Soyarslan ve Cem Karaca arasında
doğan bazı politik anlaşmazlıklar sonucu Cem Karaca ve Apaşlar grubu
dağıldı. Bu grubun dağılmasından sonra Cem Karaca kafasındaki gerçek
anlamda sol söylemde ve doğulu kimliğiyle Rock müzik yapma düşüncesini
gerçekleştirmek amacıyla Apaşlar'ın basçısı Seyhan Karabay'ı da yanına
alarak, yeni bir grup kurmak amacıyla genç ve yetenekli bir gitarist
olan Ünol Büyükgönenç'i ziyarete gitti ve görüşme olumlu sonuçlanınca
bu üçlü Cem Karaca-KARDAŞLAR grubunu kurma girişimlerinde bulundu ve
hep beraber müzisyen arayışına girdiler. Birkaç başarısız
kombinasyondan sonra vokalde Cem Karaca gitarlarda Ünol Büyükgönenç bas
ve ıklığ'da Seyhan Karabay ve davulda Hüseyin Sultanoğlu tarafından
kardaşların ilk gerçek kadrosu kurulmuş oldu.Fakat ilk baştaki maddi
sıkıntılar nedeniyle Cem Karaca, Almanya'ya biraz para kazanıp gruba
adam gibi ekipmanlar alabilmek için Ferdy Klein orkestrası eşliğinde
çalışmalar yapmaya gitti. Almanya'dan dönüşte Karaca'nın Almanya'dan
getirdiği yeni gitarist Alex Wiska'yı da yanlarına alarak tam gaz
çalışmalara başladılar ve Cem Karaca-KARDAŞLAR'ın çıkış 45'liği olan
Dadaloğlu'nu yayınladılar. Bu 45'liğin listelerde iyi bir sıraya
yerleşmesinden sonra çok sağlam 45'lik çalışmalarına devam eden
Kardaşlar bir dönem Alex Wiska gruptan ayrıldıktan sonra Fehiman
Uğurdemir'le son kadrolarını oluşturup bir süre daha çalışmalarına
devam ettiler. Dışarıda grubun durumu oldukça iyi gözükmesine rağmen
Cem Karaca ve Seyhan Karabay arasındaki tartışmalar Cem Karaca
Kardaşlar'ın dağılmasına sebep oldu. Grup Hüseyin Sultanoğlu yerine
başka bir davulcu bulduktan sonra gerçekten Türk müzik piyasası ilginç
bir değiş tokuşa sahne oldu. Cem Karaca, Kardaşlar grubundan ayrılıp
Anadolu Pop'un güçlü sesi Moğollar'la birleşirken Kardaşlar'da o
dönemliğine konserlerde solistlik yapmak için Moğollar'la anlaşmış
Ersen Dinleten'i gruplarına dahil ettiler. Cem Karaca Moğollar'la
Anadolu Rock tarzında çalışmalarına Kardaşlar sound'undan çok daha
farklı olsa da devam ettiler. Moğollar'ın Cahit Berkay'ın Fransa'ya
gitmesi üzerine dağılmasıyla, Cem Karaca yeniden bir grup kurma
arayışına girişti ve müzikal kariyerinin en önemli ve olgun
dönemlerinden birini yaşayacağı grup olan Cem Karaca-DERVİŞAN kuruldu.
Cem Karaca bu grubu kurarken esas amacı Kardaşlar ve Moğollar'daki
Anadolu Rock tarzına devam etmekti fakat gruba yeni giren basçı Oğuz
Durukan ve Klavyeci Uğur Dikmen'in uzun süre İsveç'te Asia Minor
Mission isimli grupla beraber yaptıkları müzikten ötürü batı
progressive rock müziği konusunda deneyimli fakat Anadolu- Rock
konusunda deneyimsiz olmaları bu grubun soundunun batıya kaymasına
sebep oldu. Cem Karaca bu grubu Ünol Büyükgönenç ile birlikte kurmuştu
fakat daha bir 45'lik yapımına bile girişmeden grupla verilen birkaç
konser sonrası grubun kuruluş ilkelerine uyulmadığı gerekçesiyle Ünol
Büyükgönenç gruptan ayrıldı. Dervişan grubu müzik yaptığı sürece gerçek
anlamda birçok kadro değişikliğine uğramış bir gruptu. Bu grubun kilit
isimleri ise Cem Karaca ve Uğur Dikmen'di. Cem Karaca'nın Kardaşlar ve
Moğollar'da politik rock müziği çalışmalarına (Kardaşlar-Oy Gülüm Oy,
Moğollar-İhtarname) yer vermiş olduğu görülse de ciddi anlamda sol
söyleme geçtiği ve sanat toplum içindir düşüncesini gerçek anlamda
benimsemiş olduğu esas grup Dervişan'dır. Dervişan politik-rock
yapmanın yanısıra İngiltere'de King Crimson,Yes,Emerson Lake&Palmer
gibi grupların öncülük ettiği progressive rock müziğinin Uğur Dikmen ve
Oğuz Durukan gibi ustalar sayesinde Türkiye ile tanışmasında önemli rol
oynamıştır. Türkiye'de bu tarz çalışmalar zaten olmuyor değildi(Barış
Manço'nun 2023 albümü gibi) fakat Dervişan gerçekten "Zamanında acaba
Türkiye'de progressive rock yapıldı mı?" sorularının hepsini safdışı
edebilecek nitelikte bir grup olarak Türk Rock tarihinde derin izler
bırakmıştır. Cem Karaca toplama olmayan ilk LP'sini yine bu grupla
çıkarmıştır."Yoksulluk Kader Olamaz" adındaki bu LP adından da
anlaşılacağı gibi sol söylemde bir albümdür. Bu albümün kadrosu son ve
en uzun sürmüş Dervişan kadrosudur. Basta-Hami Barutçu, davulda-Sefa
Ulaştır, gitarda-Taner Öngür, klavyede-Uğur Dikmen ve vokalde-Cem
Karaca... Dervişan'ın dağılmasından sonra ise Cem Karaca 70'lerdeki son
grubu olan Edirdahan'ı kurmuş ve bu grupla Safinaz isminde bir Long
Play yapmıştır. Bu Long Play, Barış Manço-Kurtalan Ekspresi'nin 1975
yılı albümleri 2023 ile birlikte Türkiye'nin sayılı senfonik rock
albümlerindendir.. Edirdahan'dan sonra uzun bir süre Almanya'da yaşayan
Cem Karaca yurda döndüğü zaman solo olarak müzik çalışmalarına devam
etmiştir. Sanatçının en son albümü, Nisan-1999'un başlarında piyasaya
sürülmüş olan "Bindik Bir Alamete Gedeyoz Kıyamete" isimli albümdür.
Sanatçı
Cem Karaca, solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle 8 Şubat 2004 günü 59
yaşında hayatını kaybetti. Karaca, Üsküdar Seyit Ahmet Yesevi Camii’nde
kılınan namazın ardından Karaca Ahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ailenin tek çocuğuydu ve sanatçı bir ailenin çocuğu olmak onun sanatla
içiçe büyümesini sağladı. Ortaöğretimini Robert Koleji'nde yapan Cem
Karaca'nın müzikle tanışması oldukça ilginçtir. Ergenlik çağındayken
hoşlandığı kızı etkilemek amacıyla şarkı söylemeye başlamış ve bu
başlangıcın arkasından devam eden olaylar sonucu kendisini müzik
piyasasının içinde bulmuştur.Cem Karaca'nın sesinin keşfedilmesi ise
annesi Toto Karaca tarafından olmuştur. İlk dönemlerde Jaguarlar,
Dinamitler gibi gruplarla amatörce çalışmalar yapan Cem Karaca bu
dönemlerde henüz Anadolu müziğiyle tanışmamış batının Rock'n'Roll
müziğine gönül vermiş bir şekilde o dönemin popüler parçalarını
söylemekteydi. O dönemlerde Cem Karaca'nın en büyük destekçilerinden
biri de İlham Gencer'di ve onun orkestrasında müzikal deneyimini o
dönemlerde oldukça ilerletmişti. Bu dönemlerde müziğin yanında tiyatro
ile de ilgileniyordu Cem Karaca ve çeşitli oyunlarda da görev aldı.
Anadolu insanıyla tanışma
Cem
Karaca'nın Anadolu müziği ile ciddi anlamda ilk tanışması ise askerliği
esnasında oldu. Askerliği sırasında Anadolu'yu daha yakından
tanımasının yanısıra birgün orada askerliğini yapan birisinin saz
çalışı sonucu daha önce son derece ilkel ve sıkıcı bulduğu bu müziğin
aslında onun o anki gerçek duygularını yansıttığını ve hiçbir batı
müziğinin o sazın içerdiği duyguları içeremeyeceğini anladı. Cem
Karaca'nın profesyonel olarak ilk müzikal deneyimi ise Apaşlar grubu
ile 1967 yılında Hürriyet'in düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında
Emrah isimli parçalarıyla aldığı ikincilikle oldu. Aldıkları bu
dereceden sonra Apaşlar grubu müzikal çalışmalarına dört elle sarıldı
ve daha önceki tutkuları olan batı beat müziği ile yeni tutkuları doğu
müziğini sentezleyip Anadolu-Beat tarzında çalışmalara giriştiler. Bir
süre sonra arkalarına Ferdy Klein orkestrasını da alarak müzikal
altyapılarını iyice güçlendiren Cem Karaca ve Apaşlar grubu Ferdy Klein
orkestrası eşliğinde de bir süre yollarına devam ettiler. Bu beraberlik
1969'un sonlarına kadar sürdü ve ortaya çıkan sağlam ve başarılı
eserlere rağmen grupta gitarist Mehmet Soyarslan ve Cem Karaca arasında
doğan bazı politik anlaşmazlıklar sonucu Cem Karaca ve Apaşlar grubu
dağıldı. Bu grubun dağılmasından sonra Cem Karaca kafasındaki gerçek
anlamda sol söylemde ve doğulu kimliğiyle Rock müzik yapma düşüncesini
gerçekleştirmek amacıyla Apaşlar'ın basçısı Seyhan Karabay'ı da yanına
alarak, yeni bir grup kurmak amacıyla genç ve yetenekli bir gitarist
olan Ünol Büyükgönenç'i ziyarete gitti ve görüşme olumlu sonuçlanınca
bu üçlü Cem Karaca-KARDAŞLAR grubunu kurma girişimlerinde bulundu ve
hep beraber müzisyen arayışına girdiler. Birkaç başarısız
kombinasyondan sonra vokalde Cem Karaca gitarlarda Ünol Büyükgönenç bas
ve ıklığ'da Seyhan Karabay ve davulda Hüseyin Sultanoğlu tarafından
kardaşların ilk gerçek kadrosu kurulmuş oldu.Fakat ilk baştaki maddi
sıkıntılar nedeniyle Cem Karaca, Almanya'ya biraz para kazanıp gruba
adam gibi ekipmanlar alabilmek için Ferdy Klein orkestrası eşliğinde
çalışmalar yapmaya gitti. Almanya'dan dönüşte Karaca'nın Almanya'dan
getirdiği yeni gitarist Alex Wiska'yı da yanlarına alarak tam gaz
çalışmalara başladılar ve Cem Karaca-KARDAŞLAR'ın çıkış 45'liği olan
Dadaloğlu'nu yayınladılar. Bu 45'liğin listelerde iyi bir sıraya
yerleşmesinden sonra çok sağlam 45'lik çalışmalarına devam eden
Kardaşlar bir dönem Alex Wiska gruptan ayrıldıktan sonra Fehiman
Uğurdemir'le son kadrolarını oluşturup bir süre daha çalışmalarına
devam ettiler. Dışarıda grubun durumu oldukça iyi gözükmesine rağmen
Cem Karaca ve Seyhan Karabay arasındaki tartışmalar Cem Karaca
Kardaşlar'ın dağılmasına sebep oldu. Grup Hüseyin Sultanoğlu yerine
başka bir davulcu bulduktan sonra gerçekten Türk müzik piyasası ilginç
bir değiş tokuşa sahne oldu. Cem Karaca, Kardaşlar grubundan ayrılıp
Anadolu Pop'un güçlü sesi Moğollar'la birleşirken Kardaşlar'da o
dönemliğine konserlerde solistlik yapmak için Moğollar'la anlaşmış
Ersen Dinleten'i gruplarına dahil ettiler. Cem Karaca Moğollar'la
Anadolu Rock tarzında çalışmalarına Kardaşlar sound'undan çok daha
farklı olsa da devam ettiler. Moğollar'ın Cahit Berkay'ın Fransa'ya
gitmesi üzerine dağılmasıyla, Cem Karaca yeniden bir grup kurma
arayışına girişti ve müzikal kariyerinin en önemli ve olgun
dönemlerinden birini yaşayacağı grup olan Cem Karaca-DERVİŞAN kuruldu.
Cem Karaca bu grubu kurarken esas amacı Kardaşlar ve Moğollar'daki
Anadolu Rock tarzına devam etmekti fakat gruba yeni giren basçı Oğuz
Durukan ve Klavyeci Uğur Dikmen'in uzun süre İsveç'te Asia Minor
Mission isimli grupla beraber yaptıkları müzikten ötürü batı
progressive rock müziği konusunda deneyimli fakat Anadolu- Rock
konusunda deneyimsiz olmaları bu grubun soundunun batıya kaymasına
sebep oldu. Cem Karaca bu grubu Ünol Büyükgönenç ile birlikte kurmuştu
fakat daha bir 45'lik yapımına bile girişmeden grupla verilen birkaç
konser sonrası grubun kuruluş ilkelerine uyulmadığı gerekçesiyle Ünol
Büyükgönenç gruptan ayrıldı. Dervişan grubu müzik yaptığı sürece gerçek
anlamda birçok kadro değişikliğine uğramış bir gruptu. Bu grubun kilit
isimleri ise Cem Karaca ve Uğur Dikmen'di. Cem Karaca'nın Kardaşlar ve
Moğollar'da politik rock müziği çalışmalarına (Kardaşlar-Oy Gülüm Oy,
Moğollar-İhtarname) yer vermiş olduğu görülse de ciddi anlamda sol
söyleme geçtiği ve sanat toplum içindir düşüncesini gerçek anlamda
benimsemiş olduğu esas grup Dervişan'dır. Dervişan politik-rock
yapmanın yanısıra İngiltere'de King Crimson,Yes,Emerson Lake&Palmer
gibi grupların öncülük ettiği progressive rock müziğinin Uğur Dikmen ve
Oğuz Durukan gibi ustalar sayesinde Türkiye ile tanışmasında önemli rol
oynamıştır. Türkiye'de bu tarz çalışmalar zaten olmuyor değildi(Barış
Manço'nun 2023 albümü gibi) fakat Dervişan gerçekten "Zamanında acaba
Türkiye'de progressive rock yapıldı mı?" sorularının hepsini safdışı
edebilecek nitelikte bir grup olarak Türk Rock tarihinde derin izler
bırakmıştır. Cem Karaca toplama olmayan ilk LP'sini yine bu grupla
çıkarmıştır."Yoksulluk Kader Olamaz" adındaki bu LP adından da
anlaşılacağı gibi sol söylemde bir albümdür. Bu albümün kadrosu son ve
en uzun sürmüş Dervişan kadrosudur. Basta-Hami Barutçu, davulda-Sefa
Ulaştır, gitarda-Taner Öngür, klavyede-Uğur Dikmen ve vokalde-Cem
Karaca... Dervişan'ın dağılmasından sonra ise Cem Karaca 70'lerdeki son
grubu olan Edirdahan'ı kurmuş ve bu grupla Safinaz isminde bir Long
Play yapmıştır. Bu Long Play, Barış Manço-Kurtalan Ekspresi'nin 1975
yılı albümleri 2023 ile birlikte Türkiye'nin sayılı senfonik rock
albümlerindendir.. Edirdahan'dan sonra uzun bir süre Almanya'da yaşayan
Cem Karaca yurda döndüğü zaman solo olarak müzik çalışmalarına devam
etmiştir. Sanatçının en son albümü, Nisan-1999'un başlarında piyasaya
sürülmüş olan "Bindik Bir Alamete Gedeyoz Kıyamete" isimli albümdür.
Sanatçı
Cem Karaca, solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle 8 Şubat 2004 günü 59
yaşında hayatını kaybetti. Karaca, Üsküdar Seyit Ahmet Yesevi Camii’nde
kılınan namazın ardından Karaca Ahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.