Türk Musiki'sinde Keman'ın Yeri
Keman'ın Türk ülkesine ne zaman geldiği kesin olarak bilinmiyor. İstanbul ve Trabzon gibi Lâtin ülkeleri ile sıkı ilişkiler bulunan şehirlerde çok eskiden beri Keman'ın en eski örneklerinin bulunduğu ileri sürülmüştür. Kanunî Sultan Süleyman 'ın sadrazamlarından Makbul İbrahim Paşa'nın gençliğinde, padişahın şehzadesi olarak Manisa'da bulunduğu yıllarda Keman çaldığı biliniyor. Yine bu yüzyılda yaygınlık kazanmış bir saz olarak klâ*** mû***îmize girememiş olmakla birlikte , halk arasında çok tutuluyor ve koltuk meyhanelerinde çalınıyordu. Keman'ı üst düzey sınıf arasına sokan kişinin , Sultan 1.Mahmud dönemi sanatkârlarından olan Corci olduğu ileri sürülür. Keman'dan önce mû***îmizin yegâne sazı Rebab idi .O yıllarda Keman'a "Viola d'Amore" deniyordu ki, bu sazın benzeri yakın zamanlara kadar kullanılmış olan Sine Kemanı'dır. Kemani Corci'ye kadar bütün kaynaklarda , eski Türk Kemanını çalanların Türk olduğu halde, 18.yüzyıldan , daha doğrusu Corci'den sonra Türk olmayan kimseler Batı Kemanını çalmağa heves etmiş ve pek çok ünlü isim otaya çıkmıştır. Hiç şüphesiz bu sanatkârlar " Viola d'Amore " nin farklı şekli olan Sine Kemanı'nı çalıyorlardı ; Yedi teli olan Sine Keman'ın sesi biraz boğukça olduğu ve Kemençe sesine benzediği için , musikîden anlayanlarca daha çok tercih ediliyordu . 19. yüzyıl başına kadar Keman çalan sanatkârlar Keman'ın her iki türünü de kullanmışlardır. Daha sonra Sine Kemanı unutulmuştur. Son icrakârları Mustafa Sunar ile Nuri Duyguer olmuştur . Batı Keman'ının ülkemize yerleşmesinde Romanyalı Miron'un büyük rolü olmuştur. Ülkemizde Türk Musikîsi ölçüleri içinde çok güçlü icrakârlar yetişmiştir . Bir devreye damgasını vuran bu sanatkârlardan bazıları şunlardır: Kemanî Hızır Ağa , Kemanî Rıza Efendi , Kemanî Corci , Kemanî Kör Sebuh , Kemanî Aleksan Ağa , Kemanî Memduh , Bülbülî Salih Efendi ,Reşat Erer , Nubar Tekyay , Sadi Işılay , Hakkı Derman , Selahattin İnal v.b. Musikî terminolojimizde Keman çalanlara " Kemanî " denir .
*Yaylı çalgılar ailesının en kucuk uyesı kemandır.
keman ve yay cesıtlerı
keman ve yay buyuklıklerıne,uretılıs bıcımlerıne,yapımcılarının adlarına vb. gore cesıtlere ayrılır.Buyukluklerı tam keman,uc ceyrek keman,yarım keman ve ceyrek keman olarak 4 cesıttır.Keman ve yay kuculdukce,nıtelıgınden ve yetkınlıgınden genellıklebazı seylerı yıtırır..
Ote yandan oncelerı el emegı ıle yapılan keman sonraları teknolojının gelısmesı ıle fabrıkalarda da uretılır olmustur.El yapısı kemanlar oburlerıne gore genellıkle daha pahalıdır. bunun nedenı el yapısı kemanların kolay calmaya,nıtelıklı ve yetkın sesler çalmaya genellkle daha elverıslı olmalarıdır.
keman da ses duzenı
dıyapazomdan yada aynı ıslevı goren baksa bır aygıttan alının bır 'la' sesı temel alınarakbes aralıga gore ses duzenı yapılmıs bır kemanda yay tellere, en kalından ınceye doğru sırayla surterse kulaga Sol-Re-La-Mi seslerı gelır. bu duzene beslı duzen denır. turk musıkısınde bu ses duzenıne 'bolahenk akort'u denır.
keman calmada durus
keman genellıkle ayakta ayakta durarak yada bellı bır yerde oturarak calınır.beden doğal,yalın,dengelı ve rahat bır bıcımde durmalıdır.boyle bır bedensel durus ona dayalı obur duruslarla yay ve keman tutuslarla elverıslı bır temel olusturur.
keman ın tutulusu
kemanın rahat tutulabılmesı ıcın omuzluk kullanılır. Keman dugmesı boyna,omuzlugumuza degecek sekılde sol omuz onune konur. Baş sol omza doğru 45 derece egılır tam uzerıne gelınce cene cenelıgı kavrar.
dengelı bır bıcımde keman tutusta omuz kaldırılmaz,kasılmaz,boyun fazla gerılmez,sertlesmez ve keman yere kosut ve hafıfce one egık durur.
genel bakımı
Keman'ın Türk ülkesine ne zaman geldiği kesin olarak bilinmiyor. İstanbul ve Trabzon gibi Lâtin ülkeleri ile sıkı ilişkiler bulunan şehirlerde çok eskiden beri Keman'ın en eski örneklerinin bulunduğu ileri sürülmüştür. Kanunî Sultan Süleyman 'ın sadrazamlarından Makbul İbrahim Paşa'nın gençliğinde, padişahın şehzadesi olarak Manisa'da bulunduğu yıllarda Keman çaldığı biliniyor. Yine bu yüzyılda yaygınlık kazanmış bir saz olarak klâ*** mû***îmize girememiş olmakla birlikte , halk arasında çok tutuluyor ve koltuk meyhanelerinde çalınıyordu. Keman'ı üst düzey sınıf arasına sokan kişinin , Sultan 1.Mahmud dönemi sanatkârlarından olan Corci olduğu ileri sürülür. Keman'dan önce mû***îmizin yegâne sazı Rebab idi .O yıllarda Keman'a "Viola d'Amore" deniyordu ki, bu sazın benzeri yakın zamanlara kadar kullanılmış olan Sine Kemanı'dır. Kemani Corci'ye kadar bütün kaynaklarda , eski Türk Kemanını çalanların Türk olduğu halde, 18.yüzyıldan , daha doğrusu Corci'den sonra Türk olmayan kimseler Batı Kemanını çalmağa heves etmiş ve pek çok ünlü isim otaya çıkmıştır. Hiç şüphesiz bu sanatkârlar " Viola d'Amore " nin farklı şekli olan Sine Kemanı'nı çalıyorlardı ; Yedi teli olan Sine Keman'ın sesi biraz boğukça olduğu ve Kemençe sesine benzediği için , musikîden anlayanlarca daha çok tercih ediliyordu . 19. yüzyıl başına kadar Keman çalan sanatkârlar Keman'ın her iki türünü de kullanmışlardır. Daha sonra Sine Kemanı unutulmuştur. Son icrakârları Mustafa Sunar ile Nuri Duyguer olmuştur . Batı Keman'ının ülkemize yerleşmesinde Romanyalı Miron'un büyük rolü olmuştur. Ülkemizde Türk Musikîsi ölçüleri içinde çok güçlü icrakârlar yetişmiştir . Bir devreye damgasını vuran bu sanatkârlardan bazıları şunlardır: Kemanî Hızır Ağa , Kemanî Rıza Efendi , Kemanî Corci , Kemanî Kör Sebuh , Kemanî Aleksan Ağa , Kemanî Memduh , Bülbülî Salih Efendi ,Reşat Erer , Nubar Tekyay , Sadi Işılay , Hakkı Derman , Selahattin İnal v.b. Musikî terminolojimizde Keman çalanlara " Kemanî " denir .
*Yaylı çalgılar ailesının en kucuk uyesı kemandır.
keman ve yay cesıtlerı
keman ve yay buyuklıklerıne,uretılıs bıcımlerıne,yapımcılarının adlarına vb. gore cesıtlere ayrılır.Buyukluklerı tam keman,uc ceyrek keman,yarım keman ve ceyrek keman olarak 4 cesıttır.Keman ve yay kuculdukce,nıtelıgınden ve yetkınlıgınden genellıklebazı seylerı yıtırır..
Ote yandan oncelerı el emegı ıle yapılan keman sonraları teknolojının gelısmesı ıle fabrıkalarda da uretılır olmustur.El yapısı kemanlar oburlerıne gore genellıkle daha pahalıdır. bunun nedenı el yapısı kemanların kolay calmaya,nıtelıklı ve yetkın sesler çalmaya genellkle daha elverıslı olmalarıdır.
keman da ses duzenı
dıyapazomdan yada aynı ıslevı goren baksa bır aygıttan alının bır 'la' sesı temel alınarakbes aralıga gore ses duzenı yapılmıs bır kemanda yay tellere, en kalından ınceye doğru sırayla surterse kulaga Sol-Re-La-Mi seslerı gelır. bu duzene beslı duzen denır. turk musıkısınde bu ses duzenıne 'bolahenk akort'u denır.
keman calmada durus
keman genellıkle ayakta ayakta durarak yada bellı bır yerde oturarak calınır.beden doğal,yalın,dengelı ve rahat bır bıcımde durmalıdır.boyle bır bedensel durus ona dayalı obur duruslarla yay ve keman tutuslarla elverıslı bır temel olusturur.
keman ın tutulusu
kemanın rahat tutulabılmesı ıcın omuzluk kullanılır. Keman dugmesı boyna,omuzlugumuza degecek sekılde sol omuz onune konur. Baş sol omza doğru 45 derece egılır tam uzerıne gelınce cene cenelıgı kavrar.
dengelı bır bıcımde keman tutusta omuz kaldırılmaz,kasılmaz,boyun fazla gerılmez,sertlesmez ve keman yere kosut ve hafıfce one egık durur.
genel bakımı
- Öncelikle kemanınızın ağaçtan yapıldığını ve darbelere karşı çok narin bir enstrüman olduğunu unutmayınız.
- Kemanınızı oda sıcaklığında muhafaza ediniz. Çok sıcak,çok soğuk yada sıcaklığın sık sık değiştiği ortamlarda bulundurmayınız.
- Keman çalmaya başlamadan önce yayı gerginleştirin ve çaldıktan sonra gevşetin. Yayı hiç bir zaman gergin olarak bekletmeyiniz.
- Çalmadan önce yayı reçineleyerek hazırlayınız. Reçineyi sol elinizle tutun ve yayın reçineyle paralel bir şekilde temas ettiğinden emin olun.
- Çaldıktan sonra tellerin üzerinde reçine kalmamasına dikkat ediniz.
- Eğer keman uzun bir süre çalınmayacak ise mutlaka telleri gevşetilerek ve köprü çıkarılarak bekletilmelidir.
- Kemanınızın silinmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız kesinlikle alkollü bir malzeme kullanmayınız. En iyi çözüm hafif nemli ve polar bir bezdir.