| Yaygın Forum|
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Hz. Muhammed'in Hayatı

2 posters

Sayfaya git : Önceki  1, 2

Aşağa gitmek  Mesaj [2 sayfadaki 2 sayfası]

1Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:32 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

Konunun ilk mesajı :

HZ IBRAHIM VE SONRASI

Yaratilis kitabi (Tekvin) bize Ibrahim'in çocugu olmadigini, çocuk sahibi olmaktan
ümit kestigini ve Allah'in çadirindaki Ibrahim'e söyle seslendigini söyler:
"Simdi göklere bak ve sayabilirsen gökteki yildizlari say." Ibrahim gözlerini
yildizlara çevirdi ve söyle bir ses duydu: "Senin soyun da ayni sekilde
çogalacak."

Hanimi Sare 76, Ibrahim ise 85 yasinda idi; hanimi Ibrahim'e Hacer adinda Misir'li bir
cariyeyi ikinci hanim olmak için verdi. Fakat hanimla cariyesi arasinda geçimsizlik
ortaya çikti. Hacer, Sare'nin kizginligindan kaçti ve üzüntü içinde Allah'a
yalvardi. Allah ona melekle bir mesaj gönderdi: "Senin soyunu o kadar çogaltacagim
ki, onu saymak mümkün olamyacak." Melek ona sunlari söyledi: "Iste, bir
çocugun olacak, bir erkek çocugu dünyaya getireceksin ve adini Ismail koyacaksin;
çünkü Allah senin kederini isitti." Sonra Hacer, Ibrahim ve Sare'nin yanina
döndü ve onlara melegin söylediklerini haber verdi; çocuk dogdugunda, Ibrahim ona
"Tanri isitir" anlamindaki Ismail adini koydu.

Çocuk 13 yasina geldiginde, Ibrahim 100, Sare 90 yasindaydi; Allah tekrar Ibrahim'e
seslendi ve Sare'nin bir erkek çocugu dünyaya getirecegini, adini Ishak koymasini
söyledi. Büyük oglunun Allah katinda degerinin düseceginden korkan Ibrahim Allah'a
yalvardi: "Ismail senin katinda yasamaya devam etsin." Allah ona söyle cevap
verdi: "Ismail'le ilgili söylediklerini duydum? Üzülme, selamim onun üzerine
olsun...Ben onu büyük bir millet yapacagim. Fakat benim ahdim (sözüm), Sare'nin
gelecek yil bu vakitte dünyaya getirecegi Ishak ile yerine gelecek."

Sare, Ishak'i dünyaya getirdi ve onu kendisi emzirdi. Ishak sütten kesildiginde,
Ibrahim'e artik Hacer ve Ismail'in kendi evlerinde kalmasina gerek kalmadigini söyledi.
Ibrahim, Ismail'i çok sevdigi için buna üzüldü. Fakat Allah tekrar Ibrahim'e seslendi
ve Sare'nin teklifine uymasini ve üzülmemesini söyledi; ve Ismail'in korunanlardan
olacagini tekrarladi.

Ibrahim bir degil iki büyük milletin atasi olacakti -iki büyük millet, yani
hidayete erdirilmis iki büyük güç, yeryüzünde Allah'in emirlerini yerine getirecek
olan iki büyük araç- çünkü Allah din disi (profan) olan bir seyi rahmet olarak
vadetmez ve Allah katinda ruh yüceliginden baska büyüklük yoktur.

Iki manevi irmak, iki din, Allah için iki dünya, iki merkez nokta. Bir yer, asla
orasini insanlar seçtigi için degil, fakat göklerde seçildigi için mukaddes olur.
Ibrahim'in sahasi dahilinde iki mukaddes merkez vardi; bunlardan biri yaninda, öteki
belki de daha henüz bilmedigi bir yerdi: Arabistan'da bir vadi. Hacer ile Ismail vadiye
varip da susuzluktan kavrulmaya basladiklarinda, Hacer oglunun ölmesinden korktu.
Atalarinin geleneklerine göre, Ismail yattigi yerden Tanri'ya yalvardi ve annesi biraz
ötedeki tasin üstüne çikip, yardim gelip gelmedigini arastirdi. Kimseyi göremeyince
karsidaki yüksek tepeye kadar kostu, fakat yine kimseyi göremedi. Yari çilgin bir halde
iki nokta arasindan yedi kez geçti, yedincisinde dinlenmek için kayanin üstüne
oturdugu sirada melek geldi. Allah, Ismail'in topugunun oldugu yerden bir su kaynagi
fiskirtti ve bu su daha sonra "zemzem" adini aldi.

Ismail ve Hacer gittikleri yere ulastiklarinda, Ibrahim'in daha yetmisbes yillik ömrü
vardi ve oglunu o kutsal yerde ziyaret etti. Hacc Suresi 26. ayette Allah'in Ibrahim'e,
Ismail'le birlikte zemzem kuyusunun yanina insa edecekleri mabedin yerini gösterdigini
söyler; nasil yapacaklarini da. Bu mabede, sekil olarak "küp"e benzedigi için
Kabe adi verilir; dört kösesi, pusulanin dört yönüne göredir. Mabedin yapimi
bittiginde Allah tekrar Ibrahim'e seslendi ve ona Bekke'ye, veya daha sonra adlandirildigi
gibi Mekke'ye hac gelenegini kurmasini emretti.

Daha sonra Ibrahim söyle dua etti: "Rabbimiz gerçekten ben, çocukalrimdan bir
kismini Beyt-i Haram (kutlu ve korunmus ev'in)yaninda ekini olmayan bir vadiye
yerlestirdim; Rabbimiz dosdogru namazi kilsinlar diye (öyle yaptim), böylelikle Sen,
insanlarin bir kisminin kalblerini onlara ilgi duyar kil ve onlari birtakim ürünlerden
riziklandir. Umulur ki sükrederler."


26Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:38 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

UHUD SAVASI

Yenilgiyi hazmedemeyen Mekkeli müsrikler bunun intikamini almak için and
içmislerdi. Muhakkak acisini çikaracaklardi.Bunun için üçbin kisilik bir ordu ile
medine'ye dogru yola çikti. Orduda Habisistan'li köle Vahsi de bulunuyordu. Sahibi eger
Hamza'yi öldürürse onu ödüllendirecegini söylemisti. Bu konuda çok ustaydi. Bunu
duyan Ebu Süfyan'in karisi Hind'de Hamza'yi öldürdügünde ona ödül vermeyi vaad
etti. Müslümanlar onlarin bu düsüncelerini ögrenmekte gecikmediler ve her iki taraf
da savas hazirliklarina basladilar. Bu sirada Fatima Hasan adinda bir erkek çocugu
dogurmustu.

Savasin seyri, bir önceki Bedir Savasinda oldugu gibi müslümanlarin lehine
ilerliyordu. Peygamber (sav), okçularina her ne surette olursa olsun asla yerlerinden
arilmamalarini tembihlemisti. Bir ara öyle bir an gelmisti ki müsrikler kaçacak delik
aramaya ve savas meydanini terketmeye basladilar. Okçular, ilk saflardaki arkadaslarinin
ganimet kazanmak için giristikleri çabayi görebiliyorlardi. Bundan dolayi okçular da
savas alanina girmek istediler. Liderleri Peygamber(sav)'in ne olursa olsun yerlerinden
ayrilmamalari gerektigine dair emrini hatirlatti. Fakat onlar dinlemediler. "Savas
bitti ve kâfirler kaçti" dediler.

O zamana kadar Mekke ordusunun süvarileri hiçbir ise yaramamislardi. Fakat Halid o
anda karsida tarafta neler oldugunu farketti ve hemen bütün adamlarini okçularin
bulundugu yere yöneltti. Bu andan itibaren savas müsriklerin lehine döndü. Öyle bir
noktaya gelindi ki, artik kaçan kafirlerden bir kismi da gelip mü'minlere arkadan
saldiriyorlardi. Savas nârâlari birden bire degisti ve Kureyslilerin "Ey Hubel! Ey
Uzza!" sesleri alani doldurdu. Müslümanlar büyük kayip verdiler. Sag kalanlar da
geri çekiliyorlardi. Müslümanlar geriye çekildikçe kalabalik da tepeye dogru
yaklasiyordu. Fakat cansiperâne bir sekilde Peygamber (sav)'i korumaya çalisiyorlardi.

Savasta Peygamberimizin amcasi Hz. Hamza (ra), Vahsi tarafindan sehit edildi. Savastan
sonra Vahsi meydana tekrar gelip Hz.Hamza'nin karnini yarip karacigerini çikarmisti. Bunu
Hind'e götürüp verdi. Karsiliginda da Ganimetlerden Hind'e düsen payin tümünü aldi.
Cigeri eline alan Hind, bir parça isirip, çigneyerek yuttu. Sonra da cesedin yanina
giderek cesedi parçaladi. Diger kadinlari da bu sekilde yapmalari konusunda tesvik
etti.Savasta Peygamber (sav) de yaralandi. Bu savasin müslümanlara biraktigi en önemli
ders, her ne sekilde olursa olsun emirlere itaâtsizligin kazanilmak üzere olan bir
savasi kaybettirecegi gerçegidir.

27Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:38 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

HENDEK

Hayber'e yerlesen Beni Nadir yahudileri, kaybettikleri topraklari tekrar kazanmaya
kararliydilar. Ümitleri, Kureys'in Peygamber (sav) üzerine düzenleyecegi son ve büyük
saldirida yogunlasiyordu. Islam'in besinci yilinin sonlarina dogru -MS 627'nin baslari- bu
hazirliklar, Huyay ve Hayber'deki diger birkaç yahudi liderinin Mekke'yi ziyaret
etmesiyle karara baglandi. Ebu Süfyan'a "Muhammed'i ortadan kaldirmada
seninleyiz" dediler.

Anlasan taraflar plan hazirlamaya koyuldular. Yahudiler, Medine'den hoslanmayan tüm
Necd kabilelerini ayaklandirma görevini üzerlerine almislardi.Beni Gatafan da onlaar
katilacakti.

Kureys ve müttefikleri toplam dört bin kisiyi buluyordu. Müslümanlar Uhud'da üç
bin kisiydiler, simdi ise sayilari on bini bulmustu. Planlarina uygun yola çiktilar.
Peygamber (sav) durumu haber aldiginda hazirlanmak için sadece bir haftasi kalmisti.
Istisare toplantisi yapip nasil bir strateji izleyeceklerine karar verdiler. Toplantida
Selman-i Farisi'nin önerisi kabul edilmisti. Selman önerisini söyle dile getirmisti:
"Ey Allah'in Rasulü, biz Iran'dayken atlilarin saldirisindan korktugumuzda
etrafimiza hendek kazardik. Simdi de etrafimiza hendek kazalim." Herkes Uhud'daki
stratejiyi tekrarlamak istemedigi için Selman'in önerisini kabul etti. Hendegin yapimi
toplam alti gün sürmüstü.kazilan hendeklerin derinlik ve genisliklerini Selman
biliyordu.yahudiler de anlasmanin bozulmamasi taraftari olduklari için, kazma kürek ve
çapalarini ödünç verdiler. Savas basladiginda müslümanlar soguk ve nemli bir hava ve
kitlikla karsi karsiya gelip daha önce hiç düsünmedikleri kadar büyük bir zayifliga
kapildilar.

Hendegin bitmesine az bir zaman kala Kureys ordusu yaklasmisti. Kadinlar ve çocuklar,
kalelere yerlestirilmisti. Mü'minler de sehrin disinda kamp kurdular.

Ebu Süfyan müsrik ordusunun basindaydi.Düsman da sehir disinda kamp kurmustu,
cesaretleri artti.Bu bir meydan muharebesi olacakti. Kendi sayilari çok fazla oldugu
için onlari rahatlikla yenebilirlerdi. Fakat biraz daha yaklastiklarinda genis ve derin
hendegi görünce sasirdilar. Karsiya geçmeleri imkansizdi. bu yüzden karsilikli ok
yagmuru basladi. Müslümanlarin komsusu, anlasmali olduklari Beni Kurayza yahudileri
onlar yardim etmisti. Müsrikler simdi onlarida kendi taraflarina geçmeleri için ikna
etmeye karar verdiler. Onlarla görüsmeye giden Beni Kurayza Huyay'dan oldum olasi
korkardi. Yaptigi konusmayla Sefleri Ka'b Ibn Esed'i ikna etti. O da anlasma metnini
yirtti. Onlar, Kureys'in zaferinden emindiler ve müslümanlara savas açtilar. Savas hala
karsilikli ok atislariyla devam ediyordu. Günler süren kusatmadan sonra hendegin endar
yerindeki korumalar nöbetlerden yorgun sekildeydiler. Müsrikler bundan yararlanmak
istediler. Üç kisi birikte atlarini sürdüler, tam o sirada Hz. Ali orayi korumak
için geldi ve onlardan Amr'i öldürdü.Müsrikler de hendegin asilabilecegini anlayip
bazi noktalara asker yigdilar.

"Ey iman edenler, Allah'in sizin üzerinizdeki nimetini hatirlayin. Hani size
ordular yönelip gelmisti, böylece biz de onlarin üzerine, bir rüzgar ve sizin
görmediginiz ordular göndermistik." ayetinin müjdesiyle savas Bedir gibi
müslümanlarin zaferiyle sonuçlandi.

Sonra ayni 3000 kisilik Islam ordusu Analsmayi bozmus olan Beni Kurayza yahudilerine
giderek kalelerini kusatti.

28Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:38 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

APAÇIK BIR ZAFER

Müslümanlar Mekke'ye girmek ve Kabe'yi ziyaret etmek istiyorlar, buna karsilik
Kureysliler bu istegin gerçeklesmesine engel olmaya çalisiyorlardi. Kureysliler
Süheyl'i ve yaninda birkaç kisiyi bir anlasma imzalamak üzere gönderdiler. Peygamber
(sav)'le tartistilar. Sahabe disaridan onlarin sesinin yükselip alçalmasini dinleyerek,
anlasip anlasmadiklarini anlamaya çalisiyordu. Sonunda bir anlasmaya vardilar.
Kureysliler anlasma metnine besmele ve "Allah'in Rasulü" ibaresini
koydurmadilar. Anlasma metni söyle devam etti:

"Onlar on yil boyunca savas yükünü kaldirdilar. Bu süre içinde insanlar
güvenlikte olacak ve birbirlerine saldirmayacaklar. Su sartla ki, velisinin izni olmadan
Kureys'ten Muhammed (sav)'e gelen kisiyi, Muhammed (sav) geri gönderecek; fakat Muhammed
(sav)'le birlikte olanlardan biri Kureys'e siginirsa o geri gönderilmeyecek. Ihanet ve
kaçamak yapilmayacak. Kim Muhammed'in tarafina geçmek isterse geçebilir, kim de
Kureys'in tarafina geçmek isterse geçebilir." Her iki taraf da anlasmayi karsilikli
olarak kabul ettiklerini beyan ettikten sonra, iki kabilenin reisi de imzaladi. Antlasma
su cümlelerle bitiyordu: "Sen, Muhammed, bu yil bizden ayrikacaksin ve biz orada
bulundugumuz sürece Mekke'ye girmeyeceksin. Fakat gelecek yil biz Mekke'den çikacagiz ve
sen arkadaslarinla gireceksin. Orada üç gün kalacaksiniz, yolcu silahlarindan baska
silah tasimayacaksiniz ve kiliçlariniz kininda olacak."

Anlasma müslümanlarin aleyhine görünüyordu. Bu durum müslümanlar arasinda
sikintiya neden oldu. Fakat Peygamber (sav), sabretmeleri gerektigini ve kendilerine
apaçik bir zaferin vadedildigini müjdeleyerek kalblerini teskin etti.

29Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:38 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

HAYBER

Hayber, yahudilerin yasadigi ve Islâmiyet için büyük bir tehlike teskil eden bir
sehir idi.Çünkü liderleri Gatafan sürekli Kureyslileri onlara karsi kiskirtiyordu ve
Medine'ye düsmandi.Bu yönde bir girisimde bulunulmasi gerekliydi. Çünkü Bir
süre önce gelen bir vahiydeki yakin ve ganimetleri bol zaferin Hayber'in fethi anlamina
geldigine emindi.Böyle bir fetihde, bedevilere görev verilmemeliydi, çünkü vahiy
onlarin maddi kaygilarla sefere katildigini söylüyordu.Bu da müslümanlarin nisbeten
daha az olmasi demekti.

Bu olay duyuldugunda kimse inanamadi. Hayber'in asilmaz bir kale oldugunu herkes
biliyordu.Hayber de buna inanmadi ve müttefiklerine haber vermedi.Ancak haber gelince
sefleri Kinane Gatafan'a giderek dörtbin kisilik asker yardimi aldi.Böylece onbin kisi
oluyorlardi.Müslümanlar ise sadece altiyüz kisiydi.

Bu sirada, Medine halki çok fakirdi. Ve birçogunun ailelerine birakacak bir seyi
yoktu. Peygamber onlara: "Siz gerçekten fakirsiniz. Fakat nefsimi kudret elinde
tutana yemin olsun ki, bir müddet daha yasarsaniz bolluk içinde yasayip
ailelerinizi de bolluk içinde yasatacaksiniz.Bir yigin dirhem ve paraya sahip olacaksiniz
ve bu sizin için hiç de iyi olmayacak."dedi.

Seferde iken orduyu durdurup güzel sesli Ibn el-Ekva (ra)'ya sarkilar söylettirdi ve
kederli bir hava olustu .Sarki sonunda Peygamber ona:"Allah sana rahmet
eylesin."dedi. Bu, onun sehit olacagi anlamina geliyordu.

Sehre gece karanliginda ve çok sessizce yaklasmislardi. Sabah namazini da sessizce
kildilar. Günes yükseldiginde karsilarinda sessiz bir orduyla karsilasan Hayber halki
çok saskindi. "Muhammed ve ordusu" diyerek sehre kaçistilar. Hz. Muhammed
(sav), Allahû Ekber dedi ve zafer dolu bir sesle "Hayber harab oldu."
sözlerini ekledi. Daha sonra Allah'in anlari cezalandirtacagini haber veren bir ayet
okudu.

Hayber'liler surlarinin saglamligina güveniyorlardi. Oysa en zayif noktalari,
birlikten yoksun olmalariydi. Karsilarindaki, küçük ama birlik içindeki orduyla
savasmak onlar için bir sanssizlikti.

Müslümanlar, ilk gün küçük bir grupla en yakin kaleye saldirdilar. Bu bir taktik
idi. Yaralananlar için de kampin gerisinde bulunan kadinlar görev aliyorlardi. Sabirla
hareket ediyorlardi. Fakat alti gün boyunca bir degisiklik olmamisti. Son gece bir casusu
yakalamislar ve o da (ailesine ve mallarina dokunulmamasi karsiliginda) kaleler hakkinda
bilgi vermisti. Ilk önce en az korunan ve güçlü bir savas aletine sahip bir kaley
saldirmalarini önerdi. Ertesi gün müslümanlar kaleyi ele geçirdiler. Kendi savas
aletlerini buraya çikardilar. Böylece diger zayif kaleleri teker teker
düsürdüler."

"Beni Gatafan nerede?" sorusu Hayber'de sikça sorulan bir
soruydu.Gatfanlilar gerçekten yola çikmislardi.Bir günlük yol bitince,
nerden geldigini anlayamadiklari: "Halkiniz! Halkiniz! Halkiniz!" seklindeki
sesi üç kez arka arkaya duydular.Ailelerinin tehlikede olduklarini düsünerek, geri
döndüler. Herseyin yerli yerinde oldugunu gördüler. Bir bakima, Düsmanin yenilmesinde
paylari olamayacak kadar geç kaldiklarini düsünerek ikinci kez yola çikmayi göze
alamadilar.

Hayber'deki en güçlü kalelerden biri Zübeyr Hisari denilen kaleydi. Diger
kalelerden kaçanlarin çogu bu kaleye siginmislardi. Kale üç gün kusatma altinda
tutuldu. Günün sonunda diger kalelerden gelen bir yahudi, onlara kaleyi sonsuza dek
koruyacak kaynak bulundugunu, eger kendisi ve ailesi garanti altina alinirsa bu sirri
onlara açiklamayi teklif etti. Bu sir kalenin altindan su geçiyor olmasiydi.
Müslümanlar bu kaynagi engelleyerek onlari susuz biraktilar. Siddetli bir çarpismadan
sonra kaleyi aldilar.

Son kale Kâmus kalmisti. Bu kale, güçlü ve zengin Kinane ailesine aitti. Yardim
gelmemesi en çok onlari hayal kirikligina ugratmisti. Ondört gün direndiler. Sonra
Peygamber'in Kinane'le konusma istegi üzerine görüsmeye karar verildi.
Görüsmeler sonucunda, yahudilerin Hayber'i ve tüm mallarini müslümanlara birakip
gitmeleri sartiyla onlara ve ailelerine birsey yapilmamasina ve esir alinmamasina karar
verildi. Fakat kisa bir süre sonra hem müslümanlar hem de yahudiler mallarin büyük
kisminin gizlenmis oldugunu farkettiler. Medine'den getirilen o meshur Beni Nadir serveti
nerdeydi ? Peygamber (sav) bunu Kinane'ye sordu. O da mallarinin çogunu sattiklarini ve
mallarinin azaldigini söyledi. Yahudiler onun yalan söyledigini biliyorlardi. Bir
Peygamber karsisinda olduklarina artik inanmislardi ve onun yalan söylediginin
anlasilacagindan korkuyorlardi. Kinane'nin en sevdigi adamlari ona hiçbirsey gizlememesi
için yalvardilar. O ise onlari tersledi. Ertesi gün hazinenin varligi ortaya çikmisti.
Kinane ve ona yardim eden kuzeni ölüm cezasina çarptirildilar. Ailesi de esir alindi.

Bundan sonra diger iki kale kendiliklerinden teslim oldular. Hayber yahudileri toplanip
bir karara vardilar. Çiftçilikten iyi anladiklarini söyleyip hasat parasinin yarisini
vergi olarak verip Hayber'de kalmak isteyeceklerdi. Peygamber bunu kabul etti. O sirada
müslümanlarin Kuzydogudaki zengin vaha olan Fedek'e sefer düzenleyecekleri söylentisi
çikti. Fedek yahudileri Hayber'e uygulanan sartlarla teslim olmak istedikleri haberini
gönderdiler. Böylece Fedek de, savas ypilmadan kazanilmis oldu.

30Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:38 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

MEKKE'NIN FETHI

Hudeybiye anlasmasina ragmen, Bekr kabilesinden bir grup, Huza'a kabilesi ile
aralarinda varolan kan davasini sürdürüyorlardi. Huza'a kabilesinin Beni Ka'b kolu,
derhal Medine'ye giderek Peygamber'den yardim istediler. Mekke anlasmayi bozmustu.

Bu defa da korktuklari için Ebû Süfyan'i elçi olarak, Peygamber'e gönderdiler.Ebu
Süfyan'in kizi Ümmü Habibe Peygamber'in hanimiydi.Önce onun evine gitti. Fakat kizi
ona iltifat etmedi. Sahabilere gitti. Onlar da ancak Peygamber'in izin verdigi ölçüde
onu himaye edebileceklerini söylediler. Ebu Süfyan en son olarak akrabasi olan
Hz.Ali'nin yanina gitti.O da:"Yaziklar olsun sana Ebu Süfyan. Allah'in Resûlü
senin teklifini geri çevirmeye karar verdi. Hiç kimse onun aleyhinde oldugu bir konu
hakkinda olumlu bir ricada bulunamaz." dedi.

Ebu Süfyan son olarak Mescid'e giderek yüksek sesle "Ben insanlara tek tek
himaye veriyorum.Muhammed'in de beni onaylayacagini umuyorum." dedi. Peygamber
(sav):"Bu senin düsüncen." dedi ve sefer hazirliklarina baslanmasini emretti.
Ebu Süfyan üzüntüyle Mekke'ye geri döndü.Tehlikenin yakinligini gören Kureys, Ebu
Süfyan'i tekrar gönderdi. Tekrar gittigi zaman onlar Mekkeye yaklasmislardi. Ebu Süfayn
anlasmayi yenilemelerini istedi. Peygamber de anlasmayi bozanin onlar oldugunu söyledi ve
onun müslüman olmasini istedi.O da müslüman oldu ve kandi evine siginanlarin
güvenligi konusunda garanti alarak Mekke'ye geri döndü.

Ebu Süfyan, Mekke'ye ulasinca herkesin onun evine gelmesini, ancak bu sekilde
güvencede olacaklarini anlatti. Onlar:"Allah seni kahretsin. Senin evin bizi alir
mi?" dediler. Kalabalik dagilarak kimi kendi evine kimi Mescid'e girdi. Ordu sehirden
fazla uzak olmayan Zu Tuva'da kamp kurdu. Bir sene önce umre için 3 günlük izin
almis ve hiç kimseyle karsilasmamislardi. Simdi de o zamanki gibi bombostu. Ama artik
süre sinirlamasi yoktu.

Peygamber (sav) orduyu düzenledi. Sonra sehre girdi. Kureys'ten sadece Birkaç kisi (
Ikrime, Safvan ve Süheyl), Kureys'ten ve müttefikleri Bekr ve Huday
kabilelerinden küçük bir grup asker toplamislardi.

Dövüsmeye kararliydilar. Müslümanlarin ilk grubu olan Halid'in sehre girmek üzere
yaklastigini görünce onlara saldirdilar. Fakat Halid'le basedemeyeceklerini
anlayarak kaçtilar.

Peygamber geçitten sehre girerken çatisma çoktan sona ermisti. Sehirde ilerlerken
yanindakilere:" Hiç bir eve girmeyecegim." dedi. Amcasinin kizi Ümmü Hani'nin
evine giderek, gusül abdesti aldi ve sekiz rekat namaz kildi.Bir saat kadar da dinlendi.
Sonra kilicini kusanarak Hz.Ebu Bekir ile birlikte Mescid'e gittiler. Kabe'nin güney-dogu
kösesindeki Hacerü'l Esved'e dokundu. Yanindakiler tekbir getirmeye basladilar. Allahu
Ekber sesleri, Kâbe ve tüm Mekke'de yankilaniyordu. Sonra Kâbe'yi tavaf etti. Putlara
yönelerek su ayeti okudu: "Hak geldi, batil yok oldu. Kusku yok, batil yok
olucudur."(Isra:81)


Sonra putlarin hepsini yüz üstü düsürdü ve Kâbe'nin anahtarini Abdu'd Dar
kabilesinden Osman'a verdi. Kâbe'nin önündeyken :"Vadinde duran, kuluna yardim
eden ve kabileleri bir araya getiren Allah'a hamdolsun." dedi. Oradan çikip
Safa tepesine çekildi.Orada daha önce kendisine düsman olup, simdi biat etmek
isteyen kadinli erkekli bir grupla karsilasti. Yüzlerce kisi vardi.

31Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:39 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

HUNEYN SAVASI VE TAIF KUSATMASI

Peygamber'in (sav), Mekke üzerine yaptigi son ve kesin harekete ragmen Havazin'liler
kuvvetlerini artirmayi durdurmadilar. O'nun Mekke'yi fethetme ve tüm putlari kirma haberi
de onlarin düsüncelerini degistirmeye yetmemisti. Kendi tanriçalari Lat ve bir esi olan
Uzza'nin kirilmasi onlari alarma geçirmisti. Mekke'nin fethinden üç hafta sonra
yaklasik yirmibin kisilik bir ordu topladilar

Peygamber (sav), Mekke'nin basina güvendigi bir adami birakarak, Kuureysli ikibin
kisinin de katilmasiyla kalabaliklasan ordusuyla birlikte yola çikti. Kureyslilerin çogu
Peygamber'e biat etmelerine ragmen, bir kismi hâlâ biat etmemisti. Onlar da Mekke'yi
Havazinlilere karsi korumak için katilmislardi. Henüz müslüman olmamis Safvan'in
verdigi 100 zirh ve silah bir o kadar da deve ile birlikte sefere devam ettiler.

Onlara karsi hazirlanan Havazin kabileleri Sakîf, Nasr, Cüsem ve Sa'd Ibn Bekr idi.
Bu topluluga genç olmasina ragmen, gücü ve yöneticiligiyle ün yapan otuz yaslarinda
olan Nasr'li Malik kumanda ediyordu. Malik, karsi çikilmasina ragmen kadin ve çocuklarin
da ordunun arkasindan getirilmesini emretmisti. Böylelikle askerler daha gayretle
çarpisacaklardi.

Malik, Mekke ordusu hakkinda bilgi almak için iç gözcü göndermisti. Fakat üçü
de çok kisa süre sonra korkudan dizleri titreyerek ve konusamayacak kadar dehset içinde
geri döndüler. Bir tanesi:"Ala atlar üzerinde beyaz adamlar gördük. Ve bir anda
gördügünüz hale geldik."dedi. Bir digeri: "Bunlar dünya insanlari degil,
sema insanlari. Tavsiyemize uyun ve geri çekilin. Çünkü adamlariniz bizim
gördüklerimizi görürlerse bizim gibi olurlar."dedi. Malik:"Utanin. Siz
buradaki en korkak kisilersiniz." diyerek ordunun onlari görüp etkilenmemeleri
için uzak bi yere yerlestirilmelerini emretti. Malik, kendisine yapilan tavsiyeleri
dinlemeyerek, karanlikta, düsman yolu üzerindeki, Huneyn vadisine dogru ilerleme emri
verdi. Ordunun bir kismini düsmanlarin rahatça gözlenebilecegi vadi yataklarina, geri
kalanlari da vadinin tepesindeki yolun üstüne yerlestirdi.

Peygamber (sav) o gece vadinin ucuna yakin yerde kamp kurdu.Sabah namazini kildaiktan
sonra admlarina, sabirli olurlarsa davayi kazanacaklari müjdeleyerek yola çikma emri
verdi. Hava o gün çok puslu oldugu için vadi yatagi hala karanlikti. Ordu vadiye dogru
ilerlemeye devam ederken, Malik'in birden emir vermesiyle Havazin'li süvariler birden ve
vahsice müslümanlara saldirdilar. Arkalarindaki grup da hizla geri çekilmeye basladi.
Peygamber, Ebû Bekir ve yanindakiler ise güvenli bir yere sigindilar. Peygamber yüz
kadar kisiyi yanina toparlayarak, onlari geçide dagitti. Bu sekilde birden bire düsman
saldirisini kontrol altina aldilar.

Düsman yeni bir saldiriya hazirlaniyordu. Peygamber (sav): "Allah'im, senden
va'dini yerine getirmeni istiyorum."diye dua etti. Daha sonra da bir avuç çakil
tasini düsmanin yüzüne dogru firlatti. Ve görünürde hiç bir neden olmamasina ragmen
savasin akisi degisti. Simdi, mü'minlerin biraz önce yasadiklari yenilgiyi düsman
yasiyordu. Düsman büyük bir bozguna ugramisti. Malik önceleri cesurca dögüstü,
sonra sakifilerle birlikte surlarla çevrili Taif'e çekildi.

Savas sonucunda, arka saflardaki kadin ve çocuklar esir alindi. Ganimetler ve esirler
Ci'râne Vadisine gönderildi. Esirler arasinda Peygammber'in süt kizkardesi Seyma da
bulunuyordu. Müslüman olarak kabilesine geri döndü. Peygamber de ordusuyla Taif'e
dogru yola çikti. 20 gün kadar süren kusatmadan sonra, birkaç kisinin müslüman
olmasindan baska birsey elde edememislerdi. Bunun üzerine Peygamber (sav), kusatmanin
kaldirilmasi emrini verdi."Allahim, sen Sakiflilere hidayet ver." diye dua etti.

32Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:39 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

VEDA HACCI

Peygamber, Medine'de iken Ramazan ayi ortalarinda on gün kadar Mescid'de itikaf etmeyi
adet haline getirmisti. O sene ise yirmi günü itikafta geçirdi. Hicretin onbirinci
senesiydi.O sene Cebrail geldiginde Peygamberimize, Kur'an-i Kerim'i bastan sona iki defa
okudu.Halbuki önceleri bir defa okurdu.Cebrail Nasr sûresini okuduktan sonra:"Ya
Cebrail, ölümümün yaklastigini hissediyorum."dedi.

O sene hacca peygamberin öncülük edecegi duyuruldu.Bu yüzden her yerden insanlar,
Peygamberimizle hac yapabilmek için akin akin gelmeye basladilar.Bu Hac,
yüzyillardir yapilan haclara benzemeyecek, hacilarin tümü tek Allah'a inanan
kimselerden olusacak ve hiçbir putperest Kutsal Ev'i kirletemeyecekti.Ayin sonuna dogru
peygamber, otuzbin kadin ve erkegin basinda Medine'den yola çikti. Ayrilisinin onuncu
gününde Vadi'ye inmeye basladilar.Peygamber Kâbe'yi gördügünde sag elini yukari
dogru açip dua etti:"Allah'im bu evin insanlardan gördügü saygi, lütuf, baglilik
ve rahmeti artir."Mescide girdi, tavaf ettikten sonra Ibrahim makaminda namaz
kildi.Sonra Safa ve Merve arasinda yedi defa gidip geldi.Yanindakiler her gittigi yerde
okudugu dualari ezberlemeye çalisiyorlardi. Peygamber (sav) tüm kabilelere, Veda
Hutbesi'ni verdi.

33Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:39 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

SEÇIM

Peygamber hacdan döndükten sonra, çesitli karisikliklar yasanmaya baslamisti. Bir
yil önce müslüman olmus Yemameli, Beni Hanife kabilesinden; Müseyleme adli bir kisi
çikmis, kendisinin peygamber oldugunu iddia ediyordu. Bir süre sonra, Müseyleme'nin
kabilesinden iki kisi Peygamberimize gelerek: "Allah'in Resûlü Müseyleme' den
Allah'in Resûlü Muhammed'e selâm üzerine olsun! Otoriteyi seninle paylasma görevi
bana verildi. Dünyanin yarisi bizim diger yarizsi da günahkâr olmalarina ragmen
Kureyslilerin." seklinde yazili mektubu getirdi. Peygamberimiz onlara bu konuda ne
düsündüklerini sordu. Onlar da ayni fikirde olduklarini söyleyince
Resûl:"Vallahi, Eger elçiler öldürülmez diye bir kural olmasaydi, sizin basinizi
keserdim." Sonra Müsyleme'ye hitaben bir mektup yazarak elçilerle gönderdi:"
Allah'in Resûlü Muhammed'den, yalanci peygamber Müsyleme'ye. Selâm, dogru yolda
olanlarin üstüne olsun. Gerçekte yeryüzü Allah'indir, O, kullarindan diledigine onu
miras birakir, isin sonu Allah'tan korkanlarin lehinedir.

Bu surada ortaya çikan yalanci peygamberlerden biri, Beni Esed'in baskani Tuleybe,
digeri de Yemenli Kâb Bin Esved'di.Yemenli bir süre bölgesinde etkili oldu. Fakat bir
süre sonra gurur ve kibiri yüzünden taraftarlari da ona karsi çikip, öldürdüler.
Tuleyhe de en sonunda dize getirilerek Islâm'in en güçlülerinden biri oldu. Müseyleme
de aylar sonra Vahsi'nin attigi bir mizrakla öldü.Bunlar Islamiyet için potansiyel bir
tehlike olusturmustu. Sace isimli bir kadin da, kadin peygamber oldugunu iddia ediyordu.
Fakat Peygamberimiz (sav) bunlarla ugrasmak istemiyor, kuzeydeki Mute yenilgisini
düsünüyordu.Zeyd savasta sehid olmustu.Buna bir karsilik verilmeliydi. Bu yeni ordunun
kumandanligina Zeyd'in oglu Üsame getirildi.

Peygamberimiz sik sik cenneti tasvir ediyordu. Bu yüzden ölümden çok sik
bahsediyordu. Bir gün basi hiç agrimadigi bir sekilde agrimisti. Fakat yine de mescide
gitti. Namazdan sonra minbere çikip son defa yapiyormus gibi Uhut sehitlerine rahmet
diledi. Daha sonra: "Allah'in kullari arasinda bir kul var ki, Allah onu dünya ile
kendisi arasinda bir seçim yapmasi konusunda serbest birakti.O da Allah'i seçti.Bunun
üzerine Ebû Bekir -Peygamberimizin kendisini kasdettigini anlayarak- aglamaya
basladi.Peygamberimiz de aglamamasini söyleyerek "Ey insanlar, insanlar
arasindaarkadasligi il e en lütüfkâr olan kisi Ebû Bekir'dir." Minberden inmeden
önce söyle dedi: "Ben sizden önce gidiyorum ve sahidinizim .Sizinle simdi su
durdugum yerden gördügüm havuzda bulusacagim. Sizin Allah'in yaninda baska ilahlar
edineceginizden korkmuyorum. Sizin iççin bu dünyadan korkuyorum, ola ki dünyevi seyler
için birbirinize rekabet edersiniz."

Mescidden çikinca Aise'nin yanina gitti.Peygamberimizin yüzünde ölümcül
hastaligin izleri görülüyordu. Hastaligi öylesine artmisti ki namazi ancak oturarak
kildirabiliyordu. Bir sonrakinamaz vaktinde oturabilmesine ragmen namazi kildiramayacagini
hissetti. Hanimlarina: "Ebu :Bekir'e namazlarda imamlik etmesini söyleyin."
dedi. Hz.Aise buna karsi çikarak babasinin duygulu bir adam oldugunu, bu isi baskasinin
yapmasinin daha uygun olacagini söyledi. Diger hanimlrinin da Hz.Aise gibi konusmasina
ragmen o, israr ederek namazi Ebu Bekir'in kildirmasini istedi.

Hz.Muhammed, çok aci çekiyordu. Acinin çok agirlastigi bir anda karisi Safiye (ra)
ona: "Ey Allah'in peygamberi, senin çektigini keske ben çekseydim! dedi.

Hicret'in onbirinci yilinin Rebi-ul Evvel ayi Pazartesi günü Peygamber'in atesi
düstü ve çok güçsüz olmasina ragmen Mescid'e gitti. O, gittiginde namaz baslamisti
ve mü'minler öyle sevindiler ki neredeyse namazdan çikacaklardi. Fakat, Resûl-i Ekrem,
devam etmelerini isaret etti.Onlardaki takvayi görerek sevinçle yüzü parladi.Ebû
Bekir onun namaza devam etmesini istedi.Peygamber (sav) ise onun arkasinda namaz kildi.

Mü'minler Peygamber (sav)'in iyilesmis oldugunu düsünüyorlardi. Oysa ki, O,
namazdan sonra odasina çekilmis, güçsüz bir sekilde Aise (ra)'in kucaginda yatmakta
idi. Bir süre kendini kaybetti. Sonra gözlerini açarak:"Cennette bulusmak
üzere." dedi.

"Allah'in kendilerine nimet verdigi Peygamberler, dogrular( ve
dogrulayanlar) sehitler ve salihler beraberdir. Ne iyi arkadastirlar onlar."(Nisa:69)


Sonra, onun tekrar:"Allah'im, cennette bulusmak üzere." dedigini duydu.
Bunlar son kelimeler oldu.

34Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Ptsi Ocak 11, 2010 4:39 am

*ЯéaLové.<3

*ЯéaLové.<3
Süper Üye
Süper Üye

CENAZENIN GÖMÜLMESI VE HILAFET

Ilk olarak Abbas'in dikkatini çeken bazi belirtileri, bir süre sonra digerleri de
farkettiler.Hz.Muhammed vefat etmeden önce, Seferdeki orduya Peygamber'in durumu
iletilmisti. Içinde Ömer'in de bulundugu Ashab' dan bir çok kisi; sehre geldiklerinde
vefatin gerçeklestigini duydular. Ömer (ra) bunu reddetti. Insanlara, O'nun sadece ruhen
yok oldugunu geri gelecegini anlatiyordu. O sirada gelen Hz.Ebu Bekir (ra),:"Yavas ol
Ömer!" dedi.Allah'a hamd ettikten sonra söyle dedi:"Ey insanlar, kim
Muhammed'e tapiyor idiyse - gerçekten Muhammed ölmüstür; kim de Allah'a tapiyor idiyse
-gerçekten Allah diridir ve ölmez." Sonra su ayeti okudu.

" Muhammed yalnizca bir Peygamberdir. Ondan önce nice Peygamberler gelip
geçmistir. Simdi o ölürse ya da öldürülürse siz topuklariniz üzerinde gerisin
geriye mi döneceksiniz? Iki topugu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah'a
kesinlikle zarar veremez. Allah, sükredenleri pek yakinda
ödüllendirecektir."(Âl-i Imran: 144)


Ebu Bekir herkesi sakinlestirmisti. Ömer de Allah'in Resûlünün öldügüne artik
inanmisti.

Islam toplulugunun basina kimin geçecegini tartismak için bir toplanti
düzenlenecekti.Bu toplantida Ebu Bekir, Ömer gibi Ensar ve muhacirler bulunacakti.
Ensar'dan biri konusuyordu. Muhacirleri de biraz övmesine ragmen, Ensar'i överek
göklere çikariyordu. O konusmasini bitirince Hz.Ebû Bekir, kesin bir dille konusmaya
basladi. Ensarin önemini kabul ettigini, fakat Islâm'in Arabistan'da yayildigini
ve araplarin Kureys'ten baska birinin otoritesini kabul etmeyecegini, çünkü tüm
Araplar nezdinde Kureys'in essiz bir yeri oldugunu belirtti. Konusmanin sonunda Ebu Ubeyde
ve Ömer'in ellerinden tutarak, "Iki adamdan birisini öneriyorum. Hangisini
dilerseniz ona biat edin." dedi.Ensardan biri kalkarak iki otoritenin olmasi
gerektiginden bahsetti.Yeni baslayan tartismayi Ömer (ra) su sözlerle durdurdu:" Ey
Ensar, Allah Resûlünün, namazlarda imamlik yapma görevini Ebû Bekir'e verdigini
bilmiyor musunuz?" "Biliyoruz "dediler. " Peki aranizda kim onun
önüne geçmek istiyor?" dedi. "Allah korusun, onun önüne geçemeyiz."
dediler. Bunun üzerine Ömer, Ebû Bekir'in elini tutarak ona biat etti.Sa'd hariç orada
bulunanlar da Ebû Bekir'e biat ettiler.Sa'd hiçbir zaman biat etmedi

Ertesi gün sabah Ebû Bekir namazi kildirmadan evvel minbere oturdu.Ömer ayaga
kalkarak Ebû Bekir!e biat etmleri gerektigini söyleyerek onu söyle
tanimladi:"Sizin en iyiniz, Allah Resûlünün arkadasi; ' Ikisi magarada
oturduklarinda, ikinin ikincisi'(Tevbe:40)
" Tüm cemaât bir agizdan ona
baglilik yemini ettiler.

Ebû Bekir Allah'a hamd ederek söze basladi: "Sizin en iyiniz olmadigim halde,
üzerinize hakim oldum.Dogru yaparsam bana yarddim edin, yanli yaparsam beni dogrultun.Ben
Allah ve Resûlüne itaat ettigim sürece bana itaat edin. Fakat ben onlara itaât
etmezsem siz de bana itaât etmeyin.Namaza kalkin Allah size merhamet eylesin."
Namazdan sonra, Peygamberi (sav) gömmeya hazirlamak gerektigine karar verdiler. Bunun
nasil olacagi konusunda anlasmazliga düstüler.Allah Hz. Ali'ye uyuklama verdi, ve
rüyasinda Resûlallah, ona kendisini elbiseleriyle yikamalarini söyledi. O'nu yikadilar.
O gün vücudu nefes alip vermemesine ragmen,sicaklik ve yumusakligini kaybetmis olmasina
ragmen, hâlâ uykuda imis gibiydi.

Gömülecegi yer konusunda anlasmazliga düstüler.Bazilari onun çocuklarinin yanina
gömülmesi fikrinde idi.Fakat Ebû Bekir onun :"Öldügü yer gömülmeyen hiçbir
peygamber yoktur." dedigini hatirladi. Bunun üzerine mezar,Hz.Aise'nin odasinin
zeminine kazildi.Sonra tüm Medine'liler O'nu ziyaret ederek cenaze namazini kildilar.

"Hiç süphesiz, Allah ve melekleri Peygamber'e salat etmektedirler.Ey iman
edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle selam verin."(Ahzab:56)

35Hz. Muhammed'in Hayatı - Sayfa 2 Empty Geri: Hz. Muhammed'in Hayatı Perş. Ocak 14, 2010 1:47 am

hüzüηкσLiq

hüzüηкσLiq
Yönetici
Yönetici

Teşekkürler ellerine sağLık özLem (=

http://onlinegenclik.eniyiforum.org/

Sayfa başına dön  Mesaj [2 sayfadaki 2 sayfası]

Sayfaya git : Önceki  1, 2

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz